Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 313 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8308 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiSuç : Taksirle yaralama Hüküm : Beraat Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) Olay günü, gündüz vakti, saat 16.40 sıralarında, idaresindeki otomobil ile meskun mahalde, 3.5 metre genişliğindeki düz , tek yönlü, hafif eğimli yolda seyir halindeyken kavşak başına geldiğinde beyanına göre, yolun sağından karşıya geçmek isteyen yaya çocuğa çarparak yaralanmasına neden olduğu olayda, kaza tespit tutanağında çarpma noktasın yeri ve park edilmiş araç işaretlenmediği, yolun genişliğinin 3,5 metre olduğu hususları dikkte alındığında, sanığın, mağdurun park halindeki araçların arasından çıktığına ilişkin savunmasına itibar edilemeyeceği gözetilmeyerek, meskun mahal ve dar yolda, kavşakta seyrederken, yol üzerindeki yayayı daha önceden farkedebileceği, kaldı ki her türlü tesirden uzak ilk ifadesinde, yolun sağ tarafındaki 4-5 kişilik bir grup çocuğun oyun oynadığını ve birinin yola çıktığını gördüğünü beyan ettiği, raporlara göre yayanın maruz kaldığı darbe neticesi yaralandığı anlaşılmakla, sanık tarafından yaya trafiğinin yoğun olduğu bilinen mahalde, seyrini daha dikkatli ve müteyakkız şekilde sürdürmediğinden ve yayayı gördüğünde gerekli uyarıyı yapmadığından, kavşak başından geçişlerde yayalara ilk geçiş hakkı verilmesi gerektiğinden, kusurlu olduğu gözetilmeyerek, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, 2)Mağdura ait....Devlet Hastanesinin 20.08.2011 tarihli geçici raporunda, mağdurun kafasında 10 cm kesi, bacağında parçalı kırık olduğu ve hayati tehlikesinin bulunduğunun bildirildiği, aynı hastanenin 24.05.2012 tarihli ortopedi uzmanı raporunda, sağ diz arka kısmında 2-3 cm kesi izi bulunduğu, basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığının bildirildiği, plastik cerrahi uzmanının raporunda ise yüzde skar dokusunun sabit eser oluşturduğu, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralanmasının bulunduğunu, mağdurun raporlarındaki çelişkinin giderilmesi için, tüm tedavi evrakları getirtilerek Adli Tıp Kurumundan yaralanmasının niteliği hususunda rapor alınmadan, eksik soruşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarle yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.