Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2977 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19186 - Esas Yıl 2014
Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiKarar tarihi : 31/12/2013Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : 5271 sayılı CMK'nın 223/2-b maddesi uyarınca Beraat2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanık hakkında, kentsel ve 3. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kalan korunması gerekli kültür varlığı niteliğini haiz taşınmaza bitişik olarak betonarme bina yaptırdığı iddiasıyla dava açıldığı, sanığın aşamalardaki benzer savunmalarında, suça konu yeri kendisinin inşa ettirdiğini söylemekle birlikte, yapım zamanına ilişkin olarak 1992, 1993 ve 1994 yılı olmak üzere farklı açıklamalarda bulunduğu, tescilli taşınmazı 20/10/2010 tarihinde sanıktan satın alan ...'ın soruşturma aşamasında kolluk kuvvetlerine verdiği ifadede, taşınmaza bitişik durumda olan betonarme binayı yıktığını beyan ettiği, olay yerindeki keşiften sonra düzenlenen 22/07/2013 tarihli bilirkişi raporunda da, tescilli kültür varlığı parseli üzerinde, satım tarihinden sonra inşa edildiği kanaatine varılan bir taş duvar imalatı bulunduğunun, başkaca herhangi bir müdahaleye rastlanmadığının belirtildiği anlaşılmakla; suça konu betonarme binanın yapım tarihinin, 1992 - 1994 yılları arasındaki bir zaman dilimi olduğu kabul edilip, 22/07/2013 tarihli bilirkişi raporunda açıklanan duvar imalatına ilişkin olarak zamanaşımı süresi içerisinde gereğinin takdir ve ifası mümkün görülmüştür. Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç 5237 sayılı TCK’nın 7/2 maddesi yollamasıyla lehe neticeler doğuran (mülga) 765 sayılı TCK'nın 102/4. maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Dava zamanaşımını kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, bu süre 104/2. maddesi uyarınca en fazla yarı oranında uzayacağından, suç tarihi olan 1992 - 1994 yıllarından itibaren 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımı inceleme tarihinden önce gerçekleşmiş ve 5271 sayılı CMK'nın 223/9. maddesindeki şartların da oluşmadığı anlaşılmakla, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olup, hükmün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 765 sayılı TCK’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince kamu davasının DÜŞMESİNE, 25/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.