Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2969 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6168 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiSuç : Taksirle yaralamaHüküm : TCK'nın 89/1-3b, 62//1, 52/2-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekili ve sanık müdafinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Olay günü gündüz vakti, sanığın idaresindeki ticari otobüs ile olay yeri kavşağa geldiğinde, kavşak başından geçmekte olup, yolu bitirmek üzere olan mağdura aracının sol dikiz aynası ile çarpması sonucu, mağdurun nitelikli şekilde yaralanmasına asli kusurlu olarak neden olduğu, dosya içerisinde bulunan Tokat Devlet Hastanesi'nce düzenlenen mağdura ait 23.10.2012 tarihli geçici raporun özgeçmişi bölümünde "göğüste vertebra kırığı" olduğu belirtilip, ayrıca olay gününe ilişkin "ağız içi solda 3 cm lik kesi, sağ el pulmoner yüzde 5x3 cm flep tarzı kesi, sağ el pulmoner yüzde 5x3 cm flep tarzı kesi, sol dizde 2x2 cm sıyrık ve sol el bileğinde şekil bozukluğu" bulunduğunun, 08.11.2012 tarihli kesin raporunda da sol distal radius kemik kırığı olduğunun belirtildiği, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanığın'ca düzenlenen 12.04.2013 tarihli raporunda, mağdurun yapılan muayenede, sol distal radius parçalı kırığı tanısı ile yatırılan hastanın operasyonu kabul etmemesi nedeniyle riskleri ve kompikasyonları kabul ederek kapalı redüksiyon ve alçı ile tedavi edildiği, aynı hastanın 09.04.2013 tarihli muayenesinde mağdurun 4,5 yıl önce boyun kırığı olduğu ve tedavi gördüğünü söylediği, sistemdeki eski filmlerinde C4-5 arası dislokasyon görüldüğü, ancak son filminde dinamik GR de harekette artış tespit edildiği, nörolojik muayenesinde sol ön kol bilek üstünde kırık olduğu bu nedenle bilek hareketlerinde azalma olduğu, boyundaki dilokasyon artışı hastalığın doğal süresine de bağlı olabileceği veya kazaya bağlı da olabileceğinin kayıtlı olduğu, mağdurun mevcut yaralanmasının duyu veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına veya yitirilmesine neden olup olmadığı hususunun olay tarihinden 18 ay geçtikten sonra tekrar değerlendirilmesinin uygun olacağının belirtildiği, aynı hastanenin 12.05.2014 tarihli raporunda ise mağdurun 14.04.2014 tarihinde yapılan muayenesinde sol el bileğinin deforme görünümde olduğu, sol eliyle bir cisim tutamadığı, hareketlerinin kısıtlı olduğu, sol eldeki hasarın 2012 yılındaki kazadan meydana geldiğinin mağdurca ifade edildiği, 23.10.2012 de meydana gelen yaralanmanın şahsın duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine neden olduğunun belirtilmesi karşısında, 2008 yılında katılanın merdivenden düşme sonucu yaralanmasına ilişkin ilgili hastane evrakları ve 23.10.2012 tarihindeki yaralanmasına ilişkin tedavi evrakları getirilip, Adli Tıp Kurumundan rapor alınıp, 23.10.2012 tarihli olay nedeniyle mağdurun işlev kaybı meydana gelecek şekilde yaralanıp yaralanmadığının açıkça tespiti gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 231. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 24.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.