Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2912 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10575 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminatHüküm : 54,53 TL maddi, 100 TL manevi tazminatın ve 2.200 TL beraat ettiği dosyada ödenen vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesineDavacı vekilinin 23.02.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle gözaltına alındığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Tazminat davasının dayanağını oluşturan .... 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2011/164 Esas - 2011/343 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) kasten yangın çıkarma suçundan, gözaltında kaldığı ve yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 18.01.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 23.02.2012 tarihinde işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun gereğince öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, dava için kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla, Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup bu hak asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağından ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyeceği gözetilmeden, davacı lehine beraat hükmünün verildiği tarihte geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin maddi tazminat hesabına dahil edilmesi suretiyle fazla tayini, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 4. fıkrasının hükümden bütünüyle çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.