Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2833 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6105 - Esas Yıl 2015





Tebliğname No : 12 - 2014/419850Mahkemesi : Ankara 36. Asliye Ceza Mahkemesi Tarihi : 02/12/2014Numarası : 2014/716-2014/1000Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokmaTrafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Oluşa ve dosya kapsamına göre; trafik ekiplerince yapılan yol kontrolünde durdurulan sanığın, alkolmetre ile yapılan ilk ölçümde 204 promil, aynı yöntemle 1 saat 27 dakika sonra devlet hastanesinde yapılan ikinci ölçümde 99 promil alkollü olarak araç kullandığının tespit edildiği olayda,Her iki ölçüm arasında geçen zaman dilimi ile tespit edilen alkol miktarları, atılı suçlamayı kabul eden sanığın alkol miktarlarına bir itirazının bulunmaması karşısında, sanığa hükmedilen sonuç ceza miktarı da dikkate alındığında, tebliğnamedeki, alkol miktarının belirlenmesi için yapılan iki ölçüm arasındaki çelişki giderilmeden, eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiği düşüncesiyle hükmün bozulmasını öneren görüşe iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Sübutu kabul edilen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan dolayı sanık tarafından giderilmesi gereken maddi bir zarar bulunmaması ve sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini kabul etmesi karşısında, suçunu ikrar eden, gerek soruşturma gerek kovuşturma evresinde pişman olduğunu ifade eden, öğrenci olup, dosya içeriğindeki delillere göre olumsuz bir kişiliği belirlenemeyen ve adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında, “Sanığın dosyaya yansıyan kişiliği, nedamet hissinin olmayışının gözlemlenmiş oluşu, verilen cezaya ilişkin erteleme ve hükmün açıklama müessesi uygulandığında ilerde bir daha suç işlemeyeceğine dair mahkememizde olumlu kanaat hasıl olmadığından” şeklindeki, dosya kapsamına uygun düşmeyen yetersiz gerekçelere dayalı olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,2- Kabul ve uygulamaya göre de:a) Sanığın, 02.12.2014 tarihli duruşmada alınan, “...Beraatimi talep ediyorum, eğer cezalandırılacaksam lehe olan haklarımdan yararlanmayı ve 6008 Sayılı yasanın 7. maddesi ile değişik hükmün açıklanmasının geri bırakılma müessesesinin de uygulanmasını istiyorum.” şeklindeki savunmasına göre, mahkumiyet kararı verilmesi halinde, lehe olan yasa hükümlerinin uygulanmasını talep ettiği halde, hükmedilen kısa süreli hapis cezasının TCK'nın 50. maddesinde düzenlenen adli para cezasına veya seçenek tedbirlere çevrilmesi talebini de kapsayan bu istek hakkında bir karar verilmemesi, kanuna aykırı, b) Sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 24.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.