Tebliğname No : 12 - 2015/385064Mahkemesi : T....1. A... C.. M...Tarihi : 28/03/2014Numarası : 2012/75-2014/313 Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlalÖzel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dairemizin 30.09.2015 tarihli tevdi kararı üzerine, sanıklar hakkındaki hükümlerin müdafiileri tarafından yasal süresi içinde temyiz edildiği belirlenerek yapılan incelemede:A) Sanık Ü... hakkında görüntü veya seslerin kaydedilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Sanık Ü.., mağdur F.. ile yaklaşık altı yıldır cinsel yakınlık boyutuna varacak düzeyde arkadaşlık ilişkisi içerisinde olup, bu süreçte mağdurun samimi görüntülerini kaydettiğine ilişkin savunması, görüntülerin montaj olduğuna dair mağdur F...'nin beyanının, gerek polis memurunca hazırlanan 08.09.2011 tarihli “Fotoğraf-CD İnceleme Raporu”, gerek “....Laboratuvarı Müdürlüğü Uzmanlık Raporu” ile doğrulanmamış olması nedeniyle fotoğraflardaki kadının mağdur F.. olduğu yönünde kuşku bulunmaması karşısında, adli emanete alınan 1 adet CD ve 2 adet fotoğraf üzerinde inceleme yapılarak, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip, şikayete konu görüntülerin mağdur ...'nin bilgisi ve rızası dahilinde kaydedilip kaydedilmediği açıklığa kavuşturulduktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,2- Kabul ve uygulamaya göre de:a) TCK'nın 134. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde, kişilerin özel hayatının gizliliği ihlal edildiği takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası, aynı madde ve fıkranın ikinci cümlesinde, gizliliğin görüntü veya seslerin kaydedilmesi suretiyle gerçekleşmesi halinde, bir yıldan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası öngörülmüş iken, suç tarihinden sonra, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un 81. maddesi ile yapılan değişiklikle TCK'nın 134. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesindeki ceza miktarı bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş, aynı madde ve fıkranın ikinci cümlesi gereğince, gizliliğin görüntü veya seslerin kaydedilmesi suretiyle gerçekleşmesi halinde verilecek cezanın bir kat artırılacağı düzenlenmiş olup, TCK'nın 7/2. maddesi gereğince, suçun işlendiği zamandaki kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki kanuna göre hükmedilecek sonuç cezalar belirlendikten sonra sanığın lehine olan kanunun tespiti ile lehe kanunun bir bütün halinde uygulanması ve bu durumun kararın gerekçesine yansıtılması suretiyle hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, sanığa 6352 sayılı Kanun'un 81. maddesi ile değişik TCK'nın 134. maddesinin 1. fıkrasının 1. ve 2. cümleleri gereğince hükmedilen 4 yıl hapis cezasından, TCK'nın 62/1. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak, sonuç olarak sanığın 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle sanık hakkında fazla cezaya hükmedilmesi,b) Sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,B) Sanık F.. hakkında görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesine gelince;Oluşa ve dosya kapsamına göre; resmi nikahlı eşi Ünal ile komşuları olan mağdur ... arasındaki birlikteliği gösteren görüntüleri görüp, eşi tarafından aldatıldığını anlayan sanık ....nin, eşinin cep telefonunda kayıtlı olan bu görüntüleri fotoğrafçıda tab ettirip, elde ettiği 2 adet fotoğrafı, mağdur ...'nin resmi nikahlı eşine verdiği olayda,Mağdur F.. özel görüntülerini, mağdurun rızasına aykırı şekilde, mağdurun eşine vererek, mağdurun yaşadığı gayrimeşru ilişkiyi açığa çıkaran sanık Fadime'nin eyleminde, üzerine atılı TCK'nın 134. maddesinin 2. fıkrasındaki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının gerçekleştiğine dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki, “Sanık F..., mağdurun özel görüntülerini ifşa etme eylemini, resmi nikahlı eşi ile gayrimeşru ilişki yaşayan kişinin eşine vermek sureti ile sınırlı tutup, başkasına vermediği, aile birliğine yönelen haksız saldırıyı önleme kastı ile hareket ettiğinden, ifşa kastı bulunup bulunmadığı yönünde değerlendirme yapılmaması,...Olayın fotoğraf çekme olup, kayda alma olmadığı halde TCK'nın 134. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinin uygulanması,” nedenlerine dayalı olarak sanık F... hakkındaki hükmün bozulmasını öneren görüşe iştirak edilmemiştir.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.05.2013 tarih 2013/11-87-245 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, vekalet ücreti kişisel hakka ilişkin olup, kişisel hakka ilişkin kanuna aykırılıkların Yargıtay tarafından bozma konusu yapılabilmesi için, hükmün karşı hak sahibi tarafından temyiz edilmiş olması gerekir. Bu nedenle, kendisini vekil ile temsil ettiren katılan F... lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, temyiz edenin sıfatına göre, bozma sebebi olarak kabul edilmemiştir.Sanık F... eşinin cep telefonunda kayıtlı olan mağdur F.. ait özel görüntüleri fotoğrafçıda tab ettirdiği ve CD'ye aktardığı iddiası ile ilgili olarak TCK'nın 134. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen görüntü veya seslerin kaydedilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan CMK'nın 170. maddesine uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı anlaşılmakla, dava konusu yapılmayan bu eylemle ilgili zamanaşımı süresi içinde dava açılıp hüküm kurulabileceği belirlenerek yapılan incelemede:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- TCK'nın 134. maddesinin 2. fıkrasında, kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerinin ifşası halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş iken, suç tarihinden sonra, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun'un 81. maddesi ile TCK'nın 134. maddesinin 2. fıkrasında yapılan değişiklikle, temel ceza miktarının iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş olması karşısında, TCK'nın 7/2. maddesi gereğince, suçun işlendiği zamandaki kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki kanuna göre hükmedilecek sonuç cezalar belirlendikten sonra sanığın lehine olan kanunun tespiti ile lehe kanunun bir bütün halinde uygulanması ve bu durumun hükmün gerekçesine yansıtılması suretiyle hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, sanığa asgari hadden uzaklaşılarak ceza tayin edildiği ifade edilip, TCK'nın 134. maddesinin 2. fıkrası gereğince hükmedilen 3 yıl hapis cezasından, aynı Kanun'un 62/1. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak, sonuç olarak sanığın 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi,2- Sanık F..., mağdur F... ait özel görüntüleri ifşa etme eylemini, mağdurun resmi nikahlı eşi ile gayrimeşru ilişki yaşaması şeklindeki aile birliğine yönelen haksız saldırıdan dolayı haksız tahrik altında gerçekleştirdiği kabul edilerek, sanık hakkında hükmedilen cezadan TCK'nın 29. maddesi gereğince indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,3- Adli emanete alınan 1 adet CD ve 2 adet fotoğraf hakkında bir karar verilmemesi,4- Sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 24.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.