Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 275 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 6738 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Trafik Güvenliğini Tehlikeye SokmaHüküm : CMK'nın 231/11. maddesi gereğince hükmün açıklanması ile TCK'nın 179/2, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyetTrafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, Türk Ceza Kanunu'nun 179/2. maddesi gereğince 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tâbi tutulmasına dair Afyonkarahisar (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 20.01.2010 tarihli ve 2009/290 esas, 2010/20 sayılı kararının 03.02.2010 tarihinde kesinleşmesini müteakip sanığın denetim süresi içerisinde 09.08.2011 tarihinde görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarını işlediği ve Afyonkarahisar 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/05/2012 tarih ve 2011/352 esas, 2012/297 sayılı kararı ile bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verildiği, hükmün 26.11.2014 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair Afyonkarahisar 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/09/2015 tarihli ve 2015/144 esas, 2015/703 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi;Olay tarihinde sanığın, müştekinin aracını devireceğini söyledikten sonra, sevk ve idaresindeki araç ile müştekinin sevk ve idaresindeki minibüsü ile önünde seyri sırasında müştekinin aracının önüne aniden geçip kasıtlı olarak fren yapmak suretiyle, gerek kendi aracı ve gerekse arkasında bulunan müştekinin aracı içinde bulunan yolcuların ve trafiğin güvenliğini tehlikeye soktuğu, aracını trafik kurallarının çizdiği sınırların dışında kullandığı ve bu suretle trafik güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, dosya kapsamında mevcut belgelerden alkolsüz olduğunun anlaşıldığı olayda; 5237 sayılı TCK'nın 179/3. maddesinde alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle araç kullanmanın suç olarak düzenlendiği dikkate alındığında, sanık hakkında temel cezanın TCK'nın 179/2. maddesi ile belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamede bu hususta bozma öneren (2) numaralı görüşe iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının, karşı oy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunlu olduğu, gerekçede, hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun olarak açıklanması, Ceza Muhakemesi Kanununun 230. maddesinde ise hükmün gerekçesinde, suç oluşturduğu kabul edilen eylemin gösterilmesi, bunun nitelendirmesinin yapılması, Ceza Kanunu'nda öngörülen sıra ve esaslara göre cezanın ve ayrıca cezaya mahkûmiyet yerine veya yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine ya da ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususa ilişkin istemlerin kabul veya reddine dair dayanakların gösterilmesinin zorunlu olduğunun belirtiltildiği, yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açacağı, bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime olanak sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunduğu, hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesinin 1412 sayılı Kanun'un 308/7 ve 5271 sayılı CMK’nın 289/1-g bendi uyarınca hukuka kesin aykırılık halini oluşturacağı, incelenen dosya kapsamından; sanığa atılı suçun ne olduğu, sübut delilleri irdelemeksizin, yazılı şekilde gerekçesiz olarak mahkumiyetine ilişkin hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.