Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2715 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6372 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi : Asliye Ceza MahkemesiSuç :Trafik güvenliğini tehlikeye sokmaSuç Tarihi :06.08.2014Hüküm :TCK'nın 179/3-2, 53, 58/6-7. maddeleri gereğince mahkumiyet.Tebliğnamedeki düşünce :Düzeltilerek OnamaTrafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Mükerrirlere özgü infaz rejimini düzenleyen 5275 sayılı Kanunun 108. maddesinin 2. fıkrasında "Tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamaz" hükmüne, 3. fıkrasında ise “İkinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda, hükümlü koşullu salıverilmez” hükmüne yer verilmiş olması nedeniyle, daha önce Sütçüler Sulh Ceza Mahkemesi’nin 13.01.2011 tarih ve 2010/94 E. 2011/123 K. sayılı ilamında sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulandığı anlaşıldığı halde sanık hakkında 2. kez mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına hükmedildiğinin kararda belirtilmemesi temyiz edenin sıfatına göre bozma sebebi yapılmamış, 05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 100. maddesiyle CMK'nın 324/4. maddesinde eklenen “Devlete ait yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106 ncı maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.” şeklindeki cümle ile yargılama giderlerinin tahsili bakımından 6183 sayılı Kanunun 106. maddesine atıfta bulunulduğu, anılan maddede “Yapılacak takip sonunda tahsili imkansız veya tahsili için yapılacak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren amme alacaklarında 10 Türk Lirasına (10 Türk Lirası dahil), diğer amme alacaklarında 20 Türk Lirasına (20 Türk Lirası dahil) kadar amme alacakları, amme idarelerinde terkin yetkisini haiz olanlar tarafından tahsil zamanaşımı süresi beklenilmeksizin terkin olunabilir. Bakanlar Kurulu, bu tutarları topluca veya ayrı ayrı on katına kadar artırmaya yetkilidir” düzenlemesine yer verildiği, incelemeye konu dosyada, hüküm tarihi itibariyle yargılama giderlerini 9 TL olarak hesaplamış ise de, hükmün kesinleşmesine kadar yapılan harcamaların tamamının yargılama giderleri kapsamında olması, dosyanın Yargıtay'a gönderilmesi için yapılan giderin henüz hesaplanmamış olması ve bu giderin hesaplanmasından sonra ortaya çıkan bakiyenin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106 ncı maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde hazine üzerinde bırakılabilmesi, bu hususun infaz aşamasında değerlendirilmesinin mümkün olması nedeniyle, yargılama giderinin sanığa yükletilmesi düzelterek onama konusu yapılmamış olup, tebliğnamede bu yönden düzelterek onama öneren görüşe iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın beraate ve lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın tekerrüre esas alınan sabıkasının kararda gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının (7.) bendinin “Sanığın adli sicil kaydında mevcut Sütçüler Sulh Ceza Mahkemesi’nin 15.12.2011 tarih ve 2011/11 E. 2011/122 K sayılı ilamı ile TCK’nın 86/2 maddesi uyarınca aldığı, 17.2.2014 tarihinde kesinleşen 6 ay hapis cezasına ilişkin sabıkasının sanık bakımından en ağır cezayı ihtiva etmesi nedeniyle tekerrüre esas olduğu anlaşılmakla TCK'nın 58/6-7 madde ve fıkraları gereğince hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,” şeklinde değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.