Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiSuç : Taksirle Yaralama Hüküm : CMK'nın 223/2-c maddesi uyarınca Beraat Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;Sanığın sevk ve idaresindeki tescilsiz motosiklet ile gündüz vakti, saat 17:00 sıralarında iki yönlü sokakta seyir halindeyken, dört yönlü kontrolsüz kavşak yaklaşımında, seyrine göre sağ taraftaki sokaktan karşıya geçmek için yola giren katılan yayaya çarpması sonucu katılanın, hayat fonksiyonlarını ağır (4.) derecede etkiler nitelikte kemik kırığı oluşacak şekilde ve duyulardan veya organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflaması niteliğinde yaralandığı, dosya kapsamında mevcut oluşa uygun olan bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere; sanığın olay yeri kavşağı, mahal şartlarına uygun olmayan hızla ve dikkatsizce geçmek isterken, seyrine göre sağ taraftaki sokak içerisinden karşıya geçmek için seyir yoluna giren yayaya çarptığı ve çarpma neticesinde olayda dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı bu hareketleri sebebiyle tali kusurlu olduğunun mahkemece de kabul edildiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, “Adli Tıp Kurumu raporunda sanığın tali müştekinin asli kusurlu olduğu belirtmesine karşın, katılanın asli kusurlu olması nedeniyle sanığın kusurunu elimine edeceği bu bağlamda sanığın kusurunun bulunmadığı” şeklindeki dosya içeriğiyle örtüşmeyen, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle sanığın mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.