Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26458 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11050 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : 2863 sayılı Kanunun 74/1-2. cümle, 5237 sayılı TCK'nın 62, 51/1-3, 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet ve hapis cezasının ertelenmesi2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suç tarihinde, yapılan bir ihbar üzerine, haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...'ın İzmir İli, ... Mahallesi, .../... Sokak No:... de bulunan taşınmazda izinsiz olarak 2.5x 2 metre ebatlarında, 1.5 metre derinliğinde kazı yaptıkları sırada Adli Emanette kayıtlı bulunan kazı aletleri ile birlikte yakalandıkları, adı geçen sanıkların anlatımları ile sanık ...'ın tevil yollu ikrara yönelik savunmalarından, suça konu taşınmazın sahibi bulunan sanık ...'ın söz konusu yerde kültür varlığı bulunduğunu beyan ederek, yine kazının nasıl ve ne zaman yapılacağını organize ederek diğer sanıkları izinsiz olarak kazı yapmaya azmettirdiği, bu itibarla sanık ...'ın izinsiz kazı yapma eylemine katıldığının tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu, Her ne kadar kazı yapılan yerin sit alanı olarak tespit ve tescil kaydının bulunmadığı bildirilmiş ise de, 2863 sayılı Kanunun 5728 sayılı Kanun ile değişik 74/1-1. cümlesi ile sadece sit alanlarında değil, sözü edilen Kanunun 6. maddesine göre korunması gerekli diğer taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarında izinsiz olarak gerçekleştirilen kazı eylemlerinin de yaptırım altına alındığı, zira maddenin konuluş amacının bu yerlerde mevcut tarihi ve doğal değerleri korumaya ve izinsiz olarak yapılan kazılar ile bu değerlere zarar verilmesini önlemeye matuf olduğu, bu itibarla mahkemece fen ve tarafsız arkeolog bilirkişilerin katılımı ile oluşturulacak bilirkişi heyetiyle mahallinde keşif icra edilerek kazı yapılan alanın 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı niteliğinde olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmeksizin sanığın cezasında, anılan Kanunun 74/1-2. cümlesi uyarınca indirim yapılması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Mahkum edildiği 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK'nın 51/3 maddesi uyarınca tayin edilecek denetim süresinin ceza süresinden az olamayacağının gözetilmemesi,2-5237 sayılı TCK'nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı gözetilmeksizin, sanığın, bu haklardan koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, altıncı paragrafında yer alan “1 yıl denetim süresi” ibaresi hükümden çıkarılarak yerine “1 yıl 1 ay 10 gün denetim süresi belirlenmesine” ibaresinin eklenmesi, sekizinci paragrafının “sanığın 5237 sayılı TCK'nın 53/1 maddesinde belirtilen haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, ancak sanığın cezası ertelendiğinden, 5237 sayılı TCK'nın 53/3 maddesi uyarınca, aynı Kanunun 53/1-c maddesinde belirtilen kişisel hak yoksunluğunun, sadece kendi alt soyları üzerindeki yetkileri bakımından uygulanmasına yer olmadığına” şeklinde düzeltilmesi suretiyle (eleştirilen husus dışında) sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.