Tebliğname no : 12 - 2013/328059
Mahkemesi : Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 07/02/2013
Numarası : 2012/93-2013/69
Dava : 466 sayılı Kanuna göre tazminat
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Davacı 29.02.2012 havale tarihli dilekçesiyle, Üsküdar 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2000/820 Esas, 2004/401 karar sayılı dosyası sebebiyle 12.4.2006-6.12.2006 tarihleri arasında cezaevinde kaldığını, 3167 sayılı Kanuna muhalefetten açılan davada mahkemenin TCK'nın 503/1. maddesinden mahkumiyetine karar verdiğini, kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay tarafından iki kez bozulduğunu, sonrasında kararın iptaline karar verildiğini, bu sebeple de maddi ve manevi tazminat talep ettiğini belirtmiştir.
Davanın dayanağı olan Üsküdar 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.12.2011 tarih ve 2010/1005-2011/644 Esas, Karar sayılı dosyası içeriğinden; davacı hakkında karşılısız çek keşide etmek suçundan daha önce 765 sayılı TCK'nın 503/1. maddesi gereğince mahkûmiyetine dair verilen kararın kesinleşerek infaza verildiği, sanığın yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair verilen kararın Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 23.11.2006 tarihli kararıyla bozulduğu, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece 2006/533-2007/195 Esas-Karar sayılı kararla tekrar sanığın mahkûmiyetine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 10. Ceza Dairesi tarafından 30.09.2010 tarihinde “5237 sayılı TCK’nın 61. maddesinde, temel hapis ve para cezası belirlenirken aynı ölçütlerin öngörüldüğü gözetilmeden, adli para cezasının alt sınırının üzerinde, hapis cezasının ise alt sınırından tayin edilmesi, uyarlama yapılması sonucu verilen ek karar ile önceki hüküm geçerliliğini yitirdiği halde, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden bir karar verilmemesi, kesinleşmiş hükmün yeniden değerlendirilmesi için yapılan yargılama giderinin hükümlüye yüklenemeyeceğinin gözetilmemesi,” gerekçeleriyle bozulduğu, ardından mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda: hükümlü hakkında daha önceki 21.4.2004 tarih ve 2000/820-2004/401 EK sayılı kararın iptaline, hükümlünün 3167 sayılı Kanunun 16/1. maddesi gereğince 37.500 dolar karşılığı 21.834 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, davacının aynı karara dayanarak daha önce İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinde açtığı tazminat davasının 05.12.2008 tarihinde "dayanak hükmün mahkumiyete ilişkin olup Yargıtayda temyiz incelemesinin devam etmesi" gerekçesiyle reddine karar verildiği anlaşılmakla;
İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesince davacının tazminat istemiyle açmış olduğu dava sonunda verilmiş olan ret kararı usule ilişkin olup bu dava bakımından mükerrerlik oluşturmadığı, davanın dayanağı olan Üsküdar 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.12.2011 tarih ve 2010/1005-2011/644 Esas ve Karar sayılı ilamında davacı hakkında 3167 sayılı Kanunun 16/1. maddesi gereğince neticeten adli para cezası ile mahkumiyetine hükmedildiği, bu dosya kapsamında hükmün kesinleştiği gerekçesiyle infaza başlandığı tarih itibarıyla yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 141/1-f. maddesi uyarınca "tutuklulukta geçirdiği süreleri, işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezaya cezalandırılanlar'ın" uğradıkları zarar nedeniyle tazminat isteme koşullarının davacı yönünden oluştuğu anlaşılmakla, davanın dayanağı olan tüm dosya kapsamı celbedilerek, davacının hangi tarihler arasında ve kaç gün süreyle cezaevinde kaldığı belirlenerek, sonucuna göre makul miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı gerekçeyle davanın tamamen reddine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Davanın tamamen reddi halinde davalı Hazine lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca, isteme uygun olarak BOZULMASINA, 23.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.