Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Özel hayatın gizliliğini ihlal, Kişisel verilerin kaydedilmesi, Hakaret, Tehdit Hüküm : Özel hayatın gizliliğini ihlâl suçundan; TCK'nın 134/2. maddesi 1.cümlesi, 62/1, 53/1-a,b,c,d,e maddeleri uyarınca mahkumiyet Kişisel verilerin kaydedilmesi suçundan; TCK'nın 135/1, 62/1,53/1-a,b,c,d,e maddeleri uyarınca mahkumiyet Hakaret suçundan; TCK'nın 125/1-2, 62/1, 52/2 maddeleri uyarınca mahkumiyet Tehdit suçundan; TCK'nın 106/1. maddesi 2 cümlesi, 43/1-2, 62/1, 50/4, 52/2 maddeleri uyarınca mahkumiyet Hakaret, tehdit, özel hayatın gizliliğini ihlal ve kişisel verilerin kaydedilmesi suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:1- Hakaret ve tehdit suçlarından mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK'nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL'ye kadar (2000 TL. Dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL. Dahil) para cezalarının 5320 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu, 30.05.2013 tarihinde verilen 1.500-TL ve 600-TL' den ibaret mahkumiyet hükümlerine karşı suç niteliğine ilişkin de herhangi bir temyiz istemi bulunmadığından, sanığın temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,2- Özel hayatın gizliliğini ihlal ve kişisel verilerin kaydedilmesi suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın eksik incelemeye ve sübuta ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Dosya içeriğine, sanık savunmasına, facebook sayfa görüntülerine ve araştırma içeriklerine göre; sanığın, boşandığı eşi olan katılan adına, internette facebook sosyal paylaşım sitesinde profil hesabı açarak birlikte oldukları döneme ait özel fotoğrafları yayımlaması biçiminde gelişen olayda; katılana ait özel fotoğraflar kişisel veri kapsamında değerlendirilmeyeceğinden eylemin, TCK'nın 134/2. maddelerine uyan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu, TCK'nın 135. maddesinde tanımlanan kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilerek sanığın, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan cezalandırılmasına, kişisel verilerin kaydedilmesi suçundan da beraatine karar verilmesi gerekirken, her iki suçtan mahkumiyet hükmü kurulması, Kabule ve bozma nedenine göre de; 1-Hükümden önce 02.07.2012 tarihinde kabul edilip, 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 1. maddesi ile, "31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren suçlar bakımından "kovuşturmanın ertelenmesi" kurumunun düzenlenmesi karşısında, TCK'nın 7/2 maddesi de gözetilerek, her iki suç yönünden sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi zorunluluğu,2-Sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, 3. fıkraya aykırılık oluşturacak şekilde TCK’nın 53. maddesinin (1). fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar” diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” devamına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.