Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürme Hüküm : TCK'nın 85/1, 62/1, 50/1-a, 52/2-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Gerekçeli karar başlığına ölenin kimliğinin yazılmaması, mahallinde giderilebilir yazım eksikliği, 28/11/2011 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 26/01/2012 olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiş olup, gece saatlerinde sanığın idaresindeki kamyonet ile meskun mahalde bulunan tek yönlü yolda, karşı yönden gelen araçların kullandığı şeritte, yolun karşısına geçmekte olan yayaya aracının ön orta kısmı ile çarpması sonucu yayanın öldüğü olayda, sanık ve yayanın eşit oranda kusurlu olduklarının kabulünün gerektiği anlaşılmakla; eşit kusurlu olduğu kabul edilen sanık hakkındaki temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayininde isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamenin (3-a) maddesinde belirtilen bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafinin sübuta, eksik incelemeye, kusura, cezaya ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;1.Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1. maddesinin (f) bendinde yer alan "failin kasta dayalı kusurunun ağırlığı" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,2. Sanık hakkında hükmolunan 2 yıl 6 ay hapis cezasının TCK'nın 49/2. maddesi uyarınca kısa süreli olmaması nedeniyle, gerekçeli kararın hüküm kısmında, hürriyeti bağlayıcı cezayı adli para cezasına çevirmenin yasal dayanağını oluşturan TCK'nın 50/4 maddesinin gösterilmemesi ve hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının belirtilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. ve TCK'nın 52/3. maddelerine aykırı davranılması,3. Tayin olanan adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında infazda tereddüte yol açacak şekilde, taksit aralığının gösterilmemesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün 1. paragrafındaki “ sanığın kastının yoğunluğu” ibarelerinin çıkartılması, hükmün 3. paragraflarının çıkartılarak yerine “Sanığa verilen 2 yıl 6 hapis cezasının sanığın şahsi, sosyal ve ekonomik durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak TCK'nın 50/4. maddesi delaletiyle TCK'nın 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine; TCK'nın 52/3. maddesi gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 910 tam gün olarak belirlenmesine; TCK'nın 52/2. maddesi gereğince sanığın ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL olarak hesabıyla 18.200 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” yazılması ve hükmün 4. paragrafındaki “20” ibaresinden önce gelmek üzere “birer ay ara ile” ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.