Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26252 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9138 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Özel hayatın gizliliğini ihlalHüküm : Beraat Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dosya kapsamına göre, öğrenim gördüğü üniversitede derslerine giren ve sınıf danışmanı olan katılan ...'in cinsel tacize varan tutum ve davranışlarla kendisini rahatsız ettiğini 22.04.2009 tarihli dilekçesiyle okul idaresine bildiren sanık ...'ye, delille desteklenmeyen soyut iddialarına dayalı olarak katılan hakkında idari işlem yapılamayacağının şifai olarak söylenmesinin ardından, katılanın daveti üzerine 29.04.2009 tarihinde katılanla beraber üniversite yakınlarındaki bir piknik alanına giden sanığın, “kalem kamera” tabir edilen bir cihazla, katılanın kendisine karşı sergilediği tavrı ve konuşmaları gizlice kayda alıp, bu kaydı içeren kalem kamerayı, aynı gün, okul idaresine teslim ettiği ve katılan hakkında başlatılan idari soruşturma sonunda katılana aylıktan kesme cezası uygulandığı olayda, Katılan hakkındaki idari soruşturma dosyasının içeriğine, şikayete konu kaydın çözümüne ilişkin bilirkişi raporuna ve tanık anlatımlarına göre, kayda alınan görüntü ve konuşma içeriklerini, konuyla ilgisi bulunmayan üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığına ilişkin hakkında bir delil bulunmayan sanığın, kendisine haksız bir saldırıda bulunulduğu düşüncesine kapılmasının ardından ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken katılanla olan görüşmelerini kaydettiği anlaşılmakla, Sanığın, katılanın kendisine cinsel tacizde bulunduğuna ve kendisinin de bu eylemlerin mağduru olduğuna ilişkin iddiasını ispatlama ve kaybolma olasılığı bulunan delilin muhafazasını sağlama amacını taşıyan eylemlerinde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığı kabul edilemeyeceğinden, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin sübuta ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle sanığın CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerekirken, aynı Kanun'un 223/2-d maddesi gereğince beraat hükmü kurulması, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün ilk paragrafının, “Yapılan yargılama sonunda, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince sanığın beraatine,”, şeklinde değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.