Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26234 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 24185 - Esas Yıl 2012





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : 2863 sayılı Kanunun 74/1-1. cümle, 5237 sayılı TCK'nın 62/1, 53/1, 54/1, 63 maddeleri gereğince mahkumiyet2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hüküm, sanık ... müdafii, sanık ..., sanık ..., sanık ..., sanık ... müdafii, sanık ..., sanık ..., sanık ..., sanık ... müdafii, sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Olay tarihi öncesinde bir grubun, Vize İlçesi Akpınar Köyü mevkiinde kaçak kazı yapacaklarını ve jandarmanın müdahale etmesini engellemeye çalıştıklarının ihbar edilmesi üzerine yapılan çalışmalarda, Vize Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 17.08.2007 tarihli kararla yapılan gizli soruşturmacı görevlendirildiği, söz konusu gizli soruşturmacı görevlendirilmesi kararının Vize Sulh Ceza Mahkemesi'nin 21.08.2007 gün ve 2007/81 sayılı müteferrik kararı ile onandığı, gizli soruşturmacıların dosya içerisinde mevcut 18.08.2007 tarihli tutanağı ile 17.08.2007 günü kaçak kazı yapılan alana gidildiği, orada kendilerini emekli başçavuş sanık ...'in karşıladığını, kendilerini kaçak kazı yapılan alana götürdüğünü, alanda yaklaşık 10 kişinin çalışma yaptıklarını gördüklerini, sanık ...'in, “söz konusu yerde patlatma yaptıklarını, patlamayı kendilerinin hazırladıkları patlayıcı ile yaptıklarını,10 dakika önce gelseydiniz, patlamayı duyardınız” dediğini, kendilerini İstanbul ilinden gelen ve kazı işine mali destek sağlayan, petrol şirketleri bulunan, sanıklar ... ve ... ile tanıştırdığını, “söz konusu yerde ellerinde bulunan uydu sistemi ile çalışan cihazla 1 ton altının olduğunu tespit ettiklerini” söyledikleri, burada altın çıkarmada kendilerinin emniyetini almaları şartıyla çıkacak malzemenin 1/3'ünü vereceklerini beyan ettikleri, gizli soruşturmacıların, olay yerinde sanıklardan ..., ..., ..., ..., ..., ...'in bulunduğunu tespit ederek Vize Jandarma Karakol komutanlığına döndüklerinin belirtildiği,18.08.2007 tarihli olay yeri tespit tutanağına göre, suç tarihinde jandarmanın kazı yerine intikal ettiği, burada sanık Fehmi İnce'nin bulunduğu, söz konusu yerde 10 metre derinliğinde birinci kazı çukuru ile yeni kazıldığı anlaşılan 3 metre derinliğinde 2. kazı çukurunun tespit edildiği ve söz konusu yerde adli emanete kayıtlı, dört adet gaz maskesi, 11 adet el yapımı dinamit lokumu, bir adet jeneratör, bir adet çelik kol hilti, iki adet kazma, iki adet kürek, 20 metre ince kablo, 50 metre kalın kablo, 1 kilogram patlayıcı madde yapımında kullanılan pudra şekeri, iki kilogram macun ve iki adet piknik tüpünün ele geçirildiği, sanık Fehmi İnce'nin kendisi ile birlikte başka kişilerinde olduğunu bildirmesi üzerine, kaçan sanıkların sanık ...'ın evinde olduklarının öğrenildiği, Vize Cumhuriyet savcılığı'nın arama izni ile sanık ...'ın evinde arama yapıldığı ve aramada ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'ın çalışma elbiseleri ile birlikte yakalandıkları, Dosya içerisinde mevcut Trakya Üniversitesi, Sanat Tarihi Bölümü öğretim görevlisinin bilirkişi raporuna göre, Suça konu yerin Vize İlçesi, Akpınar Köyü, Kule mevkii olduğu, burada 3 metre genişliğinde, 10 metre derinliğinde birinci çukur olduğu ve buraya 10 metre mesafede, 3 metre genişliğinde, 10 metre derinliğinde ikinci çukur bulunduğu, söz konusu yerin sunak ve dinsel tören alanı olup, 2863 sayılı Kanunun 6. maddesinde sayılan korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olduğu, tespit ve tescil edilmemiş olmasının bu niteliğini değiştirmeyeceğinin bildirildiği anlaşılmakla;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar ..., ..., ... müdafilerinin, sanıkların beraat etmeleri gerektiğine ve haklarında lehe olan hükümlerin uygulanmadığına, sanıklar, ..., ..., ..., ..., ..., Fehmi İnce, ...'nin beraat etmeleri gerektiğine ve lehe olan hükümlerin uygulanmadığına ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;5237 sayılı TCK’nın 53/3 maddesi uyarınca sanıkların sadece kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmalarına karar verilirken, hak yoksunluğu süresinin koşullu salıverilme tarihine kadar olması gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, sanık ... müdafii, sanık ..., sanık ..., sanık ..., sanık ... müdafii, sanık ..., sanık ..., sanık Fehmi İnce, sanık ... müdafii, sanık ...'nin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının hak yoksunluğu uygulamasına ilişkin beşinci paragrafının hüküm fıkrasından çıkartılarak, yerine “5237 sayılı TCK'nın 53/3 maddesi uyarınca, aynı Kanunun 53/1-c maddesinde belirtilen kişisel hak yoksunluğunun, sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanmasına, diğer bentlerde belirtilen hak yoksunluklarının ise mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına” cümlesinin eklenmesi ile hükümdeki usul ve kanuna uygun bulunan sair hususların aynen bırakılmasına karar verilmek suretiyle hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.