Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25946 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 459 - Esas Yıl 2014





Tebliğname no : 12 - 2013/284834Mahkemesi : Kemalpaşa 1. Asliye Ceza MahkemesiTarihi : 11/06/2013Numarası : 2011/116 - 2013/659Suç : Taksirle öldürme Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekili ve vekalet ücretiyle sınırlı olmak üzere sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Olay günü gece saat 04:00 sularında, açık havada, aydınlatmanın olmadığı, meskun mahal dışında, bölünmemiş, 2 yönlü, 7 metre genişliğindeki yüzeyi kuru, asfalt kaplama, eğimsiz, korkuluklu sert virajlı yolda sevk ve idaresindeki otomobille seyir halinde bulunan sanığın, aracıyla yol üzerinde 36 metre fren izi bıraktıktan sonra seyrine göre sağ taraftan yol dışı kalması ve aracın su akan dere yatağına ters şekilde devrilmesi şeklinde gelişen, bir kişinin ölümüyle sonuçlanan olayda; önceden gerçekleştirdiği davranışla başkalarının hayatı için bir tehlike oluşturan sanığın, tehlikeli fiilden kaynaklanan neticeyi önleme yükümlülüğü doğduğu halde, dere yatağına devrilmiş araç içerisinde bulunan arkadaşına bir an önce müdahale edilmesine engel olacak şekilde, kaza mahalline ilk intikal eden tanık M. Ö.. başta olmak üzere, 112 sağlık ekibi görevlilerine, ısrarla sormalarına rağmen, araçta başka kimse bulunmadığını söylemesi nedeniyle bulanık su içerisindeki aracı dere yatağından çıkarmak için vincin gelmesinin beklenmesi, aracın vinç yardımıyla askıya alındığı sırada ölenin araç içerisinden düşmesi ve kesin ölüm sebebinin de suda boğulmaya bağlı asfiksi olarak belirlenmesi karşısında, sanığın eyleminin TCK’nın 83. maddesinde belirtilen suçu oluşturup oluşturmadığı, bu suçla ilgili delilleri tartışma ve davaya bakma görevinin 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 12. maddesi uyarınca ağır ceza mahkemesinin görevine girdiği ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre de;Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, hazine aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/5. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.