Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : Sanıklar hakkında 2863 sayılı Kanun'un 65/b, 5237 sayılı TCK'nın 62, 52/2-3, 51/1-3, 53/1 maddeleri gereğince mahkumiyet 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hüküm, sanıklar ve katılan kurum vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Suçtan zarar gören Kültür ve Turizm Bakanlığı vekilinin 26/03/2010 havale tarihli dilekçe ile kamu davasına katılma talebinde bulunduğu halde bu talep değerlendirilmeden hüküm kurulduğu görülmekle, suçtan zarar gören Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 5271 sayılı CMK' nın 237/2 maddesi uyarınca kamu davasına katılan olarak kabulüne karar verilmek suretiyle yapılan incelemede;1-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'in mahkumiyetlerine ilişkin hükmün temyiz incelemesinde; Mahkeme tarafından sanıklar hakkında temel ceza tayin edilirken, hapis cezası asgari hadden belirlenmesine karşın, adli para cezası üzerinde teşdit uygulanmış ise de, mahkemenin bu yöndeki takdirinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. 2863 sayılı Kanun'un, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanun'un 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanun'un 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmi Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanun'un 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanun'un 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanun'un 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanun'un 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, İzmir 2. Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 01/06/1990 gün, 1946 (B) sayılı kararı ile tescilli 1. derece arkeolojik sit alanı sınırlarında yer alan, Manisa ili, ... ilçesi, ... köyü ... parsel sayılı taşınmazın tamamı ile kuzeyinde bulunan hazineye ait boşluğa, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından, ... parsel sayılı taşınmazın ise belli bir kısmına ... tarafından, dosya kapsamında mevcut 13/04/2010 tarihli tarafsız arkeolog bilirkişi raporu ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nun, arkolojik sitlerin koruma ve kullanma koşullarına ilişkin ... numaralı ilke kararının 1-b maddesi dikkate alındığında, zeytin fidanları dikmek suretiyle 2863 sayılı Kanun'un 9. maddesi kapsamında fiziki müdahalede bulunulduğu, sanıkların dosya kapsamında mevcut savunmaları incelendiğinde, bahse konu yerin 1. derece arkeolojik sit alanı olduğunu bilmediklerini beyan etmelerine karşın, suça konu taşınmazlara ilişkin tapu kayıtları incelendiğinde, beyanlar hanelerine 13/05/1991 tarihinde, tescilli arkeolojik sit alanında bulundukları hususunda şerh konulduğu ve bu şerh tarihinden sonra, sanıkların satış ve hisse devri yolu ile taşınmazları 2006-2007 yıllarında iktisap ettikleri, bu kapsamda, dava konusu yerin 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde yer aldığını bildikleri halde, üzerine zeytin fidanları dikmek suretiyle fiziki müdahalede bulundukları, atılı suçu işlediklerinin tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu, 6498 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile değişik 2863 sayılı Kanun'un 65/1 maddesinde öngörülen yaptırım miktarında sanıklar lehine herhangi bir değişiklik olmadığı anlaşılmakla,Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin, bir nedene dayanmayan, sanıkların ise bahse konu yerin sit alanı olduğunu bilmedikleri, meydana gelen olayda kastlarının bulunmadığına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddiyle, mahkumiyetlerine ilişkin hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 2-Sanıklar ..., ..., ... ve ...'ın mahkumiyetlerine ilişkin hükümlerin temyiz incelemesine gelince; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanıkların, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Hisseli olarak sanıklardan .... ait Manisa İli, ... ilçesi, ... Köyü ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar ile bir kısmı ... ve ... tarafından kullanılan aynı mevkideki ... parsel ve ... tarafından kullanılan ... parsel üzerinde, mahallinde yapılan keşif sonucunda, herhangi bir yapı bulunmadığı gibi zeytin fidanlarınında dikili olmadığı, sadece haş haş ve arpa ekili olduğunun belirlenmiş olması, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nun, arkolojik sitlerin koruma ve kullanma koşullarına ilişkin 658 numaralı ilke kararının 1-b maddesi dikkate alındığında, birinci derece arkeolojik sit alanlarında, sadece sınırlı mevsimlik tarımsal faaliyetlerin devam edebileceğinin öngörülmüş olması karşısında, sanıkların atılı suçtan beraatlerine karar verilmeleri gerektiği gözetilmeksizin, mahkumiyetlerine ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması,Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.