Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25897 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 482 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeHüküm : TCK'nın 85/1, 62, 50/4, 50/1-a, 52/2-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkûmiyet Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkûmiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar ... ve ... müdafileri ile sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:A-Sanıklar ... ve ... hakkındaki hükümlere yönelik temyiz itarazlarının incelemesinde;Sanık ... hakkında tayin olunan 2 yıl 6 ay hapis cezasının, seçenek yaptırım olarak adli para cezasına çevrilmesi esnasında, bir yılın 365 gün yerine 360 gün olarak kabulüyle, adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 910 tam gün yerine, 900 günle sınırlandırılarak, bir gün karşılığı takdir olunan 20 TL ile çarpımı sonucu netice adli para cezasının 18.200 TL yerine 18.000 TL olarak eksik belirlenmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma konusu yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafilerinin kusura ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;TCK'nın 53/6. maddesinde “belirli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet halinde 3 aydan 3 yıla kadar bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına karar verilebileceğinin düzenlendiği, bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi yasaklanan mesleğin yargılamaya konu yaptığı işle ilgili olması gerekmekte olup, genel olarak madencilik işi ile uğraşan ancak maden mühendisleri odasınca katıldığı eğitim programlarından sonra aldığı sertifika ile teknik nezaretçilik görevini yerine getiren ve bu mesleği nedeniyle yargılanan sanıkların yerine getirdikleri bu meslekler yerine genel olarak mühendislik mesleğinin icrasının yasaklanmalarına karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının "C" ve "D" bentlerinin 5. paragraflarındaki "mühendislik" ibarelerinin çıkartılarak yerine sırasıyla "teknik nezaretçilik" ve "daimi nezaretçilik" ibareleri yazılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, B-Sanık ... hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Olay günü, sanık ...'in işletmekte olduğu kömür maden ocağında tecrübeli maden işçisi olarak çalışmakta olan ...'in öğle molasından önce habersiz ve izinsiz şekilde çalıştığı bölümden ayrılarak, işçilerin girişini tamamen engelleyecek şekilde, yeterince kapatılmamış ve havalandırması yapılmayan kör baca diye tabir edilen terkedilmiş bölüme, baca ağzında "girmek yasaktır" uyarı levhasına rağmen giriş yaparak ihtiyaç giderdiği sırada, oksijen azlığına ve karbonmonoksit, karbondioksit gibi diğer gazların artışına bağlı olarak asifiksi sonucu ölümü ile sonuçlanan olaya konu maden ocağını daha önce sanık ...'nun eşinin işlettiği, eşinin olaydan yaklaşık 8 ay önce 15.10.2010 tarihinde ölümü üzerine işletmeyi kendisinin devraldığı, olaya konu işletmeye maden mühendisleri olan teknik nezaretçi ve daimi nezaretçi atadığı, gerekli nezaret defterlerini tutturduğu, ayrıca ocakta nezaretçi olarak tecrübeli bir ocak çavuşu istihdam ettiği, işçilere iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili gerekli eğitimleri verdirdiği, ağır işlerde çalıştırdığı işçiler için gerekli sağlık raporlarını aldırdığı, olaydan hemen önce sabah vakti gelerek ocakta genel bir denetimde bulunduğu, maden mühendisi olan nezaretçilerin ve ocak çavuşunun işletme sahibi olan sanığın işletmede iş sağlığı ve güvenliği konularında eksiklerin denetimi, tespiti ve bildirimi konusunda yükümlülüklerinin bulunduğu, kendisine, belirtilen hususlarda eksiklik olduğuna dair bir bildirimde bulunulmadığı, yürütülen faaliyet kapsamında yeterli idari-kontrol-denetim organizasyonunun oluşturulduğu dikkate alınarak, işletme sahibi olan sanığa kusur atfedilemeyeceğinden, oluşa ve dosya kapsamına uygun olan 18.05.2012 havale tarihli bilirkişi heyeti raporuna bu yönden itibar edilmeyerek kusursuz olan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.