Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2552 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 28128 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : Sanıklar hakkında; 5271 sayılı CMK'nın 223/2-c maddesi uyarınca Beraat 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1-Sanıklar ... ve ...'nın beraatlerine ilişkin hükümlerin temyiz incelemesinde,Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanıkların kastlarının bulunmadığı, sanıkların suç işleme kastı ile hareket etmedikleri, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, sanıkların fiiliyle 2863 sayılı Kanun ihlal edildiği halde beraat kararı verilmesinin kanuna aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraatlere ilişkin hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA, 2-Sanıklar ... ve ...'ün beraatlerine ilişkin hükümlerin temyiz incelenmesine gelince;Katılan vekilinin, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; a)Suç tarihinde, trafik kontrolü yapan kolluk kuvvetlerinin, sanık ...'in sürücülüğünü yaptığı aracın kasasında açık vaziyette duran ve arkeolog bilirkişi raporu ile kanun kapsamında oldukları tespit edilen,... Sulh Ceza Mahkemesi'nin 22.11.2011 tarih 2011/241 değişik iş sayılı kararı ile el koymanın onaması yapılan suça konu eserlerin ele geçirildiği, sanık ...'in aşamalarda verdiği benzer ifadelerinde, patronu sanık ...'in, kendisinden, sanık ...'dan suça konu eserleri alıp getirmesini istediğini, atılı suçu kabul etmediğini beyan ettiği, Sanık ...'in ifadelerinde, 13 yıldır restorasyon işi ile uğraştığını, bu sebeple... bölgesinden çeşitli mallar aldıklarını, sanık ...'ı uzun yıllardır tanıdığını, sanık ... ile konuşurken inşaatta kullanabileceği malzemeler olduğundan bahsetmesi üzerine çalışanı ...'i suça konu eserleri alması için sanık ...'a gönderdiğini, dava konu eserlerin tarihi eser olduğunu bilmediğini, koleksiyoner belgesi olduğunu, gelen eserleri kontrol ettikten sonra, tarihi eser olduğundan şüphelendiklerini müzeye götürüp bilirkişi raporu alacağını, 30 günlük süresinin bulunduğunu beyan ettiği, sanık ...'ın aşamalarda verdiği benzer ifadelerinde, uzun yıllardır eski eserler ile ilgilendiğini, olay gününden önce dükkanındaki malzemelerin özelliklerini söyleyip, sanık ...'e satın alıp almayacağını sorduğunu, sanık ...'in gönderdiği pikaba suça konu eserleri yüklediğini, eserlerin etnografik eser niteliğine sahip olması nedeniyle yurt içinde alım satımın suç olmadığını, sanık ...'in eserleri beğenmesi üzerine, fiyat konusunu konuşacaklarını, dava konusu eserleri ...'ten satın aldığını beyan ettiği, sanık ...'in aşamalarda verdiği benzer ifadelerinde, sanık ...'ın kendisinden suça konu eserleri yapmasını istediğini, taş ustası olduğunu ve sanık ...'ın kendisinden talep ettiği, suça konu eserleri sanık ...'a sattığını, suça konu eserlerin, tarihi niteliğinin olmadığını, kendisinin yaptığını beyan etmiş ise de, arkeolog bilirkişinin ayrıntılı raporu karşısında, 2863 sayılı Kanunun 67/2. Maddesinde bildirimi yapılmamış olan kültür ve tabiat varlığını satışa arz eden, satan, veren, satın alan, kabul eden kişinin cezalandırılacağının ön görüldüğü, sanık ...'in ''satma '' sanık ...'ın ise ''satın alma'' eylemini gerçekleştirdiği anlaşılmakla, sanıklar hakkında yazılı şekilde hüküm tesisi,b)2863 sayılı Kanun'un 75. maddesinde, kanun kapsamında kalan suçlar nedeniyle el konulan taşınır kültür ve tabiat varlıklarının tasnif ve tescili yapılmak üzere müzeye teslim edileceği öngörülmüş olmasına, mahkemelerin belirtilen hususu karar altına almamaları halinde idarenin dava konusu eşyaların mülkiyeti ve yapılacak işlemler konusunda karşılaşacağı tereddüte rağmen ele geçen ve 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli taşınır kültür varlığı niteliğine haiz eserlerin Müze Müdürlüğüne teslimi konusunda bir karar verilmemesi,Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin ve mahalli Cumhuriyet savcının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 12/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.