Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç :Taksirle öldürmeHüküm :TCK'nın 85/1, 62, 51/1-3. maddeleri gereğince mahkumiyet, erteleme.Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Ölenin eşi katılanın, kolluk aşamasında 21.09.2007 tarihinde alınan ifadesinde eşinin ölümü nedeniyle sorumlulardan şikayetçi olduğu, kovuşturma aşamasında 03.12.2007 tarihinde talimat mahkemesince alınan ifadesinde ise “Ben ... İnşaat ve ..., ...’e dava açmıştım, bana bu kişiler Kayseri il merkezinde ev alma sözü verdiler, ben de bunun karşılığında şikayetimden vazgeçtim” şeklindeki şarta bağlı şikayetini bildirdiği, ancak şartın yerine getirilmemesi sebebiyle vekili vasıtası ile 12.05.2008 tarihli duruşmada şikayetini ve katılma isteğini bildirdiği, aynı tarihte de katılmasına karar verildiği, talimat yoluyla alınan 14.05.2010 tarihli ifadesinde de “ev alacağız dediler, almadılar, şikayetçiyim, katılırım” şeklindeki şartın gerçekleşmediğine dair beyanını tekrarlayan katılanın olay nedeniyle şikayetçi olduğu ve davaya katılma isteği açık iken 07.02.2011 tarihli duruşmada verilen katılma kararının kaldırılmasına dair ara kararının isabetsiz olduğu anlaşılmakla; katılma kararının kaldırılmasına dair 07.02.2011 tarihli kararın kaldırılarak yapılan incelemede; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, kusura, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi gerektiğine; katılan vekilinin, ceza miktarına, TCK’nın 51. maddesinin uygulanmaması gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1. maddesinin (f - g) bentleri yer alan "failin kastı, güttüğü amaç ve saik” gerekçelerine dayanılamayacağının gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; temel cezanın tayini sırasında gösterilen diğer gerekçeler yasal ve yeterli olduğundan hüküm fıkrasının (1.) bendindeki “güdülen amaç ve saik kastın ağırlığı” ibarelerinin hükümden çıkartılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.