Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeHüküm : 1-Sanıklar ... ve ... hakkında beraat, 2-Sanık (...)...hakkında TCK'nın 89/1, 62/1, 50/1-a-4, 52/2-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet, meslek icrasından yasaklanmasına,Taksirle öldürme suçundan sanık ...(...) ...’in mahkûmiyetine, sanıklar ... ve ...’in beraatlarına ilişkin hükümler, sanık ...(...) ... müdafileri ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Katılan vekilinin temyiz dilekçesi içeriğinden sanık ... hakkındaki beraat(ceza verilmesine yer olmadığına) kararının temyiz edilmediği, sanık ... hakkındaki beraat hükmünün ise temyiz edildiği anlaşılmakla, sanıklar ... ve sanık ... hakkındaki beraat ve sanık ...(...) ... hakkındaki mahkumiyet hükümlerine hasren yapılan temyiz incelemesinde;1-Sanıklar ... ve ...’in beraatlarına ilişkin hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından faillerin taksirinin bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin kusura ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, sanıkların beraatlerine ilişkin hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA, 2-Sanık ...(...) ... hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafilerinin ve katılan vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Gebelik takipleri özel İstanbul Medicine Hospital’de, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı sanık Dr. ... tarafından yapılan, katılan ...’ın 30 Mart 2008 Pazar günü saat 16:00 sıralarında çocuk hareketlerinde azalma şikayeti ile yanında eşi ... olduğu halde hastaneye müracaat ettiği, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak ülkemizde etkinlikte Bulunabilmesi için yeterliliği bulunmadığı halde adı geçen hastanede kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak görevli bulunup, Severoosetinski Devlet Tıp Akademisi Tıp Fakültesi mezunu olan Dr. ...(...) ...’in, katılana müdahale ederek, NTS çekilmesini istediği, NTS sonucunu değerlendirdiğinde ise; geç deselerasyonlar nedeniyle ciddi sıkıntısı bulunduğu ama canlı olduğu anlaşılan fetüsün sezaryenle alınmasını önerip, katılanın eşi ...’a durumu bildirdiği, ...’ın sezaryen uygulamasını kabul etmemesi üzerine de katılanı müşahede altına alarak, aralıklarla 2. ve 3. NTS çekilmesini sağlayıp, bebeğin anne karnında öldüğünü tespit etmesi sonrası ölü fetüsü sezaryenle anne karnından aldığı olayda; İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü muhakkik raporu ve İstanbul Tabip Odası disiplin kusurlu kararı ile de teyit edilen ve hükme esas alınan Yüksek Sağlık Şurası’nın “sabahtan itibaren bebeğin hareketlerini hissetmeme nedeniyle başvuran hastada ilk NST'den sonra hastayı sezaryene alması gerekirken acil sezaryen yapmadığından, bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanının yapması gerekenleri yapmadığından ve ayrıca hastanede çalışma izni olmadığından” şeklindeki raporu ile sanığın kusurlu olduğu bildirilmiş ise de, soruşturma sırasında ifadeleri alınan, kovuşturma sırasında dinlenmeyen; buna karşın Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesindeki duruşmada dinlenen tanıklar ... ve ... ile Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde katılan taraf tanığı olarak dinlenen tanık...’un “sezaryen uygulamasına katılanın eşi ...’ın izin vermediği” şeklindeki beyanları, kabulün de bu doğrultuda olduğunu gösterir şekilde ... hakkında TCK’nın 22/6. maddesi gereğince beraat(ceza verilmesine yer olmadığı) kararı verilmiş olması nazara alınıp, kişinin rızası olmadan tıbbı müdahaleye tabi tutulmasını imkansız kılan mevzuat (09.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren 5013 sayılı Kanunla onaylanan Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi; İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi'nin 5. Maddesi, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun'un 70 maddesi, 01/08/1998 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Hasta Hakları Yönetmeliği'nin 22, 24 ve 25. maddeleri) değerlendirildiğinde, sanığın ihmali eylemi ile sonuç arasında illiyet bağı bulunmadığının, dolayısıyla sanığın kusurlu olmadığı gözetilmeyerek, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,Kabule göre de;Sanığın eylemi neticesi gebe bir kadının çocuğunun düşmesine neden olması sebebiyle TCK’nın 89/1. maddesi uyarınca tayin edilen cezanın aynı Kanunun 89/3-e. maddesi uyarınca arttırılması gerektiğinin dikkate alınmaması suretiyle, sanık hakkında eksik ceza tayini,Kanuna aykırı olup, sanık müdafilerinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.