Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24896 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 26274 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık ve İmar kirliliğine neden olmakHüküm : 1-2863 sayılı Kanunun 65/a, TCK'nın 62, 51/1-3, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet 2-TCK'nın 184/1, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet2863 sayılı Kanuna aykırılık ve imar kirliliğine neden olmak suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:A-)Sanık müdafii tarafından yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sanığın yokluğunda verilip sanığa 06/05/2013 tarihinde tebliğ edilen hükmün, sanık tarafından 1412 sayılı CMUK'un 310. maddesindeki 1 haftalık temyiz süresi içinde temyiz edilmesi yerine, süresi geçtikten sonra, hüküm sonrası dosyaya ibraz edilen vekaletnameye dayanarak sanık müdafii tarafından 14/05/2013 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmakla süresinde yapılmayan temyiz isteminin; 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince REDDİNE,B-)Katılan vekili tarafından 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık hakkında verilen mahkumiyet kararına yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;İstanbul 2 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 11.06.2008 tarih ve 1860 sayılı kararıyla korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olduğu kabul edilen ve koruma grubu II olarak belirlenen, İstanbul ili, Şişli ilçesi, .... mahallesi, ... sokak, 630 ada, 15 sayılı parselde yer alan ve sanık tarafından 10.08.2010 tarihinde satın alınan zemin+2 katlı ahşap binanın, sanık tarafından izin alınmadan ve onaylı projeye dayanmadan yıkımına ve yerine yeni bina yapımına başlandığı, bu durumun ilk olarak 28.06.2010 tarihli İstanbul Büyükşehir Belediyesi Koruma Uygulama ve Denetim Müdürlüğü görevlilerince yapılan denetimde tespit edildiği, inşai faaliyetin devam ettiği anlaşılan bu denetim sonrası yapılan 16.08.2010 tarihli denetimde inşai çalışmanın bitirilmiş olduğu, önceki binanın tamamen yıkılıp yerine yeni bir binanın yapıldığı, yeni yapılan binanın zemin+4 kat+teras kat şeklinde yapıldığının belirlendiği, bu tespit üzerine ilgili Koruma Bölge Kurulu'nun 29.12.2010 tarih ve 4138 sayılı kararıyla sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği, izinsiz inşai faaliyetleri yapan kişi olduğu tespit edilen sanık hakkında soruşturmaya başlandığı ve 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, dosya kapsamında bulunan tespit tutanakları ile 11.09.2012 tarihli inşaat mühendisinden alınan bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere, tescilli binanın yıkılarak yerine yeni bir binanın yapıldığı ve tescilli binaya giderilmesi mümkün olmayan zarar verildiği, sanığın tescilli binayı satın aldığı tarihte de tapu kaydında binanın tescilli olduğuna dair şerhin mevcut olduğu, bu nedenle binanın korunması gerekli bir kültür varlığı olduğunu sanığın bildiğinin kabul edilmesi gerektiği, her ne kadar sanık verdiği ifadelerinde, tadilat yapılması için ..... isimli bir taşeron ile anlaştığını, tüm inşai işleri bu kişinin yaptığını, inşaatın ruhsatsız yapıldığını öncesinde bilmediğini, kendisine yapılan bildirimler üzerine haberdar olduğunu beyan etmiş ise de, tadilat konusunda anlaştığını bildirdiği taşeronun açık kimlik ve adres bilgilerini veremediği gibi, aralarında yapılan sözleşme örneğini de ibraz edemediği, sanığın savunmaların hayatın normal akışı karşısında inandırıcı bulunmadığı ve eylemlerinin sabit olduğu anlaşılmakla,Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin, cezanın ertelenmemesi gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Sanığın izin almadan müdahale ettiği ve yıkılarak yok olmasına neden olduğu yapının, 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olduğu nazara alınarak, TCK'nın 3/1. maddesi gereğince hapis cezasının tayininde, fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde asgari hadden daha fazla uzaklaşılarak hak ve nasafete uygun bir ceza tayin edilmesi yerine, yazılı şekilde eksik ceza tayini,2- TCK'nın 51/3. maddesi gereğince, cezası ertelenen sanık hakkında 1 yıldan az 3 yıldan fazla olmamak üzere denetim süresi belirleneceği ve bu sürenin alt sınırının mahkum olunan ceza süresinden az olamayacağı belirtilmiş olmasına karşın, 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum edilen ve bu cezası ertelenen sanık hakkında 1 yıl denetim süresi belirlenmesi, 3-İddianamede talep edilmiş olmasına karşın, kararda TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanması konusunda bir kararın verilmemiş olması,Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 08.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.