Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24680 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2158 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle yaralamaHüküm : TCK’nın 89/4, 62 , 50/1-a, 52/4, 50/6, 53/6. maddeleri uyarınca mahkumiyet Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın dönel kavşağa geldiğinde dönüşünü nizami yapmak yerine kestirmeden ve ters olarak yola girmesi nedeniyle bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmaması, meydana gelen sonuç karşısında temel ceza tayininde asgari hadden uzaklaşılması gerektiğinin düşünülmemesi hususları temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin sübuta ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;TCK'nın 50/6. maddesinde bulunan "yaptırımın" ibaresinin 01.03.2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 26.02.2008 tarih 5739 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile "tedbirin" olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının "a" bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK'nın 50/6. maddesinde hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz g??n içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin infazı kısıtlar biçimde anılan kanun maddesini ve 5275 sayılı Kanun'un 106/3. maddesini uygulamak sureti ile hüküm tesisi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasındaki TCK'nın 50/6. maddesine ilişkin bendin ve 5275 sayılı Kanun'un 106/3. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hükümden çıkartılması suretiyle, eleştirilen husus dışında sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.