Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24519 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 27226 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeHüküm : Her iki sanık hakkında; TCK'nın 85/1, 62, 51/1-3-6-7-8. maddeleri gereğince mahkûmiyet Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkûmiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:A- Sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz incelemesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin kusura ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Güvenlik tedbiri olması nedeniyle kazanılmış hak oluşturmayacağından, 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum edilen ve bu cezası ertelenen sanık hakkında TCK'nın 51/3. maddesi uyarınca tayin edilecek denetim süresinin, ceza süresinden az olamayacağının gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının 2. bendinin denetim süresi ile ilgili 10. paragrafındaki “1'er yıl” ibaresinin çıkartılarak yerine “1 yıl 8 ay” ibaresinin yazılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,B-Sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz incelemesine gelince;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Olay günü 37 yaşındaki hastanın, bel ve sol bacak ağrısı şikayeti ile gittiği Özel Çevre Hastanesinde çalışan ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık doktor ... tarafından yapılan tetkikleri neticesi sol L 4-5 lomber disk hernisi tanısı ile ameliyat önerildiği ve 14.05.2007 tarihinde hastaya bu doktor tarafından bel fıtığı ameliyatı yapıldığı, operasyon sonrası sol bacakta ağrılarının devam etmesi ve ve sol bacakta renk solukluğu gözlemlenmesi üzerine doktor Erkan'ın daha önceden tanıdığı ve olay günü Dr.Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniğinde nöbetçi uzman doktor olarak görev yapmakta olan ve hakkında beraat kararı verilen doktor ...'ı telefonla arayarak hasta hakkında bilgi verdiği ve kendi çalıştığı hastanede damar cerrahisi bölümünün olmadığından bahsetmesi üzerine telefonla irtibata geçtiği, adı geçen bu doktorun hastayı kendi hastanelerine sevkedebileceği önerisi üzerine sevk işlemlerine başlandığı ve olay günü saat 17:00 sıralarında sanık ...'ın, Beyin ve Sinir Cerrahi Bölümünde nöbetçi kıdemli asistan doktor olarak çalışmakta olduğu hastaneye sevki gerçekleşen hastayı acil polikliniğinde karşılayarak yaptığı muayeneninin ardından aynı hastanede genel cerrahi bölümünde nöbetçi doktor olan ve hakkında beraat kararı verilen doktor ...'u telefonla arayarak hastayı görmesini ve konsültasyon istemesi üzerine hemen hastanın başına gelen doktor Metin tarafından yapılan kısa muayene sonrası hastada sol alt ekstremitesinde solukluk, morarma, soğukluk gözlemlediği ve yeterli nabız alamadığı, batın içi değerlendirme yapmadığı ve hemoraji yönünden de genel olarak laboratuar bulguları paralelinde ayrıca bir değerlendirmede bulunmayarak, hastada damarsal bir patoloji olabileceğinden bahsederek hemen bitişik hastane olan Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Kalp ve Damar Cerrahi Bölümünden konsültasyon isteyerek hastanın oraya gönderilmesini tavsiye etmesi üzerine sanık doktor Tevfik tarafından telefon ile aranmasına rağmen ulaşılamaması üzerine bizzat refakatinde sedye ile yakın olan bu hastaneye sevkinin gerçekleştirdiği ve hastanın durumunu özetledikten sonra çalıştığı hastaneye geri döndüğü, getirilen hasta Kalp Damar Cerrahisi Bölümü kıdemli asistanı olan doktor ... tarafından yapılan muayenesinin ardından telefonda ayrıca doktor Tevfik'ten de bilgi aldıktan sonra damarda tıkanıklık olduğu düşünülerek embolektomi yoluna müracaat ettiği, ardından batın içi laporatomi operasyonuna alınan hastanın lumbal disk ameliyatı sırasında büyük damar kesilmesinden gelişen iç kanama ve bu nedenle gelişen komplikasyonlar neticesi 15.05.2007 tarihinde saat 01:30 sıralarında ölümü ile sonuçlanan olayda; hastaya bel fıtığı ameliyatını yapan doktor ...'ın operasyon sonrası telefonla irtibata geçtiği ve aynı zamanda sanık ...'in de şefi olan doktor ...'ın hastanın geleceğini sanık ...'e bildirdiğini, gerekenleri yapmasını ve Koşuyolu Hastanesinden KVC konsültasyonu istemesi gerektiğini beyan ettiği, sanığın da hastanın gelişi üzerine hiç vakit kaybetmeden genel cerrahi bölümünde nöbetçi doktor olan ...'den hastayı görmesini istediği ve bu doktorunda aynı şekilde hemen bitişik hastane olan Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Kalp ve Damar Cerrahi Bölümünden konsültasyon isteyerek hastayı oraya göndermesini tavsiye ettiği, sanığın vakit kaybetmeyerek oldukça yakın olan bu hastaneye bizzat başında bulunarak sedye ile sevkini gerçekleştirdiği ve bilgileri aktararak görev yaptığı hastaneye geri döndüğü, sanığın damar yaralanması oluştuğu şüphesi üzerine gerekli girişimleri usulüne uygun şekilde ve süratle yaptığı, sanığın ihtisas alanının beyin ve sinir cerrahisi olduğu, yaralanmanın niteliği gereği yapılacak damar ve batın içi onarıma konu öncelikle genel cerrahi ve damar cerrahisinin alanına girdiği, sanığın da hastayı ivedi şekilde genel cerrahi doktoruna göstererek tavsiyesi üzerine diğer hastaneye bizzat götürdüğü ve kalp damar cerrahisi doktorlarına teslimini gerçekleştirdiği, bu halde beyin ve sinir cerrahı olan sanığın bu hastaya müdahale edecek zorunluluğun bulunmadığı, sanığın yapması gereken işlemleri öncelik sırasına göre gerçekleştirmiş ancak hastayı sevkettiği damar cerrahisinde yapılmaması gerektiği halde öncelikle embolektomi işlemi yapılarak oluşan kanamanın şiddetlenmesinde sanığa kusur atfedilemeyeceği dikkate alınarak beraat hükmü tesisi gerekirken, dosya kapsamına ve oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,Kabule göre de; 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum edilen ve bu cezası ertelenen sanık hakkında TCK'nın 51/3. maddesi uyarınca tayin edilecek denetim süresinin, ceza süresinden az olamayacağının gözetilmemesi,İsabetsiz olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK' un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 03.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.