Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2438 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7954 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/b, TCK' nın 62, 52/2, 51/1-3, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet.2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:2863 sayılı Kanunun 65. maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin Resmi Gazetenin 13.10.2012 tarih ve 28440 sayılı nüshasında yayınlanan 2011/18 Esas, 2012/53 Karar sayılı 11.04.2012 tarihli kararıyla iptal edilmiş ise de, sanığın üzerine atılı eylemin suç olmaktan çıkartılmadığı, 08.10.2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde eylemin yaptırım altına alındığı anlaşılmakla, tebliğnamede bu yöndeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın bir sebebe dayanmayan, katılan vekilinin ise sanık hakkında erteleme hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;.... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 27.03.1998 tarih ve 3028 sayılı kararıyla kentsel ve 3. derece arkeolojik sit alanı ilan bölge içerisinde yer alan ve adı geçen Koruma Kurulu'nun 22.11.1990 tarih ve 727 sayılı kararıyla korunmasına karar verilen .... ili, .... ilçesi, ...mahallesi, 106 ada, 53 sayılı parselde bulunan özel mülkiyete konu tescilli iki katlı kargir binanın, 1998 yılındaki depremde yıkıldığı, bunun yerine mülkiyet sahibi olan sanık ... tarafından izin alınmadan tek katlı betonarme bir yapının yapıldığı, bu durumun ... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu görevlilerince yerinde yapılan denetimde tespit edildiği ve sorumlular hakkında ilgili Koruma Bölge Kurulu'nca suç duyurusunda bulunulduğu, dosya kapsamındaki fotoğraflardan, raporlardan ve sanık ifadesinden anlaşılacağı üzere, sanık tarafından davaya konu yere izin alınmadan, fiziki ve inşai müdahale kapsamında olan tek katlı yapının yapıldığı ve halen sanık tarafından depo olarak kullanıldığı, böylece sanığın üzerine atılı eylemlerin sabit olduğu, ancak dosya kapsamında bölgenin sit alanı ilan edilmesine dair kararların mahallinde mutat vasıtalarla duyurusunun yapıldığına dair tutanakların bulunmadığı ve sanığın davaya konu yerin sit alanı içerisinde kaldığını bilmediğine dair savunması karşısında, sanığın olay mahallinde ne zamandır ikamet ettiğinin, sit alanına ilişkin Kurul kararının, mahallinde usulüne uygun şekilde ilan edilip edilmediğinin, ilan edilmiş ise edilme tarihinin araştırılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, Kabule göre de;Bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak tamirat ve tadilat yapanlar ile izinsiz inşaî ve fizikî müdahale yapanlar veya yaptıranların 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/4 ve değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 65/d maddeleri gereğince cezalandırılacaklarının ön görüldüğü, anılan Kanun hükümlerinin uygulanabilmesi için suça konu taşınmazın bağlı olduğu belediye veya valilik bünyesinde Koruma Uygulama ve Denetim Bürosunun mevcut olması veya dava konusu uygulamaların tamamının İmar Kanunun 21. maddesi kapsamında bulunması gerektiği, somut durumda gerçekleştirilen izinsiz uygulamalar 2863 sayılı Kanunun 9. maddesi kapsamında esaslı inşai ve fiziki müdahale niteliğinde ise de, suç tarihinde,.... Büyükşehir Belediyesi bünyesinde Koruma Uygulama ve Denetim Bürosunun mevcut olması karşısında sübuta eren eylemin 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/4 ve değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 65/d maddesine temas eden suçu oluşturduğunun gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince, mahkumiyete ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 11/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.