Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiSuç : Özel hayatın gizliliğini ihlalHüküm : TCK'nın 134/1-son, 62, 50/1-a, 52/4, 54. maddeleri gereğince mahkumiyet Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı ve sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dosyada mevcut 13.03.2010 tarihli inceleme raporuna ekli görüntülerin içeriğine ve olay tarihinden itibaren geçen zaman dilimine nazaran, bu aşamada, mağdurelerin tespit edilebilmesi mümkün görülmediğinden, tebliğnamedeki, sanığa isnat edilen eylemin mağdurlarının tespit edilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği düşüncesiyle bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir. Dosya kapsamına göre, sanığın, Kızılay Metro İstasyonundaki yürüyen merdivenleri kullanarak dışarı çıkış yapmakta olan ve kimlikleri tespit edilemeyen mağdurelere yaklaşıp, kamera fonksiyonunu açık halde bıraktığı cep telefonunun çekim yönünü, mağdurelerin etek altına odaklayarak, onların bilgisi ve rızası dışında, görüntülerini kaydettiği iddiasına konu olayda, Sanığın, cinsel arzu ve isteklerini tatmin maksadına yönelik olarak, mağdurelerin fiziksel mahremiyetlerini içeren görüntülerini kaydetmesi eyleminin, cinsel taciz ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarını oluşturduğu, bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına neden olan sanık hakkında, TCK'nın 44. maddesine uygun olarak, daha ağır cezayı gerektiren özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmakla, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın suçsuz olduğuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; TCK'nın 134/1. maddesinin 2. cümlesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun, aynı Kanun'un 139/1. maddesi gereğince soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olup, mağdurelerin tespit edilememiş ve sanık hakkında usulüne uygun şikayette bulunulmamış olması karşısında, sanık hakkında açılan davanın şikayet yokluğu nedeniyle TCK’nın 139/1, 73/1 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; TCK’nın 139/1, 73/1 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince sanık hakkındaki davanın şikayet yokluğu nedeniyle DÜŞMESİNE, adli emanetin 2010/4867 sırasında kayıtlı mühürlü zarf içerisindeki 1 adet DOLİA marka 356 178 030 025 104 ımeı numaralı sim kartsız cep telefonunun sanığa İADESİNE, 01.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.