Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeHüküm : TCK'nın 85/1, 62, 63, 53/6, 50/1-a, 4, 52/2-4. maddelerince mahkumiyet,Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanıklar müdafileri ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;1-Sanık ... hakkındaki hükme ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafii ve katılan vekilinin temel ceza miktarına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,2- Sanık ... hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bilinçli taksir için yeterli olmamakla birlikte Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla;İncelenen dosyada; 116 promil alkollü olarak araç kullandığı ve kazaya neden olduğu tespit edilen sanığın, güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği ve dolayısıyla temel cezanın bilinçli taksir nedeniyle arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi, isabetsiz olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 28/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.