Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirmeHüküm : TCK'nın 136/1, 62, 50/1-a, 52/2-4, 63. maddeleri gereğince mahkumiyetVerileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:27/12/2011 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 04/11/2011 olarak yanlış yazılması; mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.TCK'nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, temel cezanın asgari hadden tayin edilmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Oluşa ve dosya kapsamına göre; katılan ...’nün ismi kullanılmak suretiyle, bir arkadaşlık sitesinde sahte üye profili oluşturulduktan sonra, katılana ait cep telefonu, mesleği, yaşadığı yer bilgileri ile dul bir bayan olduğunun söz konusu sitede paylaşıldığı, bunun üzerine söz konusu internet sitesini ziyaret eden kimliği belirsiz şahısların defalarca katılana telefon ve uygunsuz mesajlarla arkadaşlık teklif etmeleri şeklinde gerçekleşen olayda;Katılanın, sanık ile aralarında husumet bulunduğunu belirterek, sanık hakkında şikayet dilekçesi vermesi üzerine yapılan soruşturmada, sanığın çalıştırdığı internet kafede bulunan bilgisayarlarda yapılan arama sonrasında, ana bilgisayar olarak adlandırılan ve sanık tarafından kullanılan bilgisayarın hard diskinde, bahse konu arkadaşlık sitesinde oluşturulan sahte profilin 34 kez, müşterilere tahsis edilen bir bilgisayarda 27 kez geçtiğinin tespit edildiği, bu şekilde sanığa isnat edilen eylemin sübut bulduğu anlaşıldığından sanık hakkında, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyet kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, ancak;TCK'nın 6/1-g maddesinde, ceza kanunlarının uygulanmasında, basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınların anlaşılacağının belirtilmesi karşısında, katılanın kişisel verilerini, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan bir arkadaşlık sitesinde, hukuka aykırı olarak yayan sanık hakkında, hükümden önce 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171. maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü gereğince, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kabule göre de; Sanık hakkında hükmolunan 10 ay hapis cezasının, seçenek yaptırım olarak adli para cezasına çevrilmesi esnasında adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının belirtilmemesi suretiyle TCK'nın 52/3. maddelerine aykırı davranılması, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 28/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.