Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeHüküm : TCK'nın 85/1, 22/3, 62, 63, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyetTaksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafii ve katılan vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-09.03.2014 tarihinde saat 16:30'da meydana gelen olayda araç sürücüsünün olay yerinden ayrıldığı ve bir gün sonra polis merkezine geldiği, olaya karışan aracın tanık ...'in akrabasına ait olması, dosya içerisinde bulunan ...'in telefon kaydı inceleme tutanağından, olay günü 16:31'de telefonunda İntikam olarak kayıtlı bulunan kişiyi, 16:34'de yine ...'in 112 acil servisi araması, İntikam olarak kayıtlı bulunan numaranın da 16:41 ve 16:42'de ...'i aradığının anlaşılması karşısında; ... ve sanığın telefonlarına ait iletişimin tespitinin ilgili kurumdan sorulup, baz istasyonu kayıtlarından sanığın olay anında, olay mahallinde bulunup bulunmadığının belirlenmesi, yine olay tarihinde kavşakta ışıkların çalışma düzeninin ilgili kurumdan sorulup, dosyadaki CD görüntüleri de değerlendirmek suretiyle, sanığın olaydaki kusur durumuna ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi veya Karayolları Genel Müdürlüğü uzmanları ya da Teknik Üniversitelerin konu ile ilgili öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,2-Kabul ve uygulamaya göre de; İki sınır arasında temel ceza belirlenirken, suçun işleniş biçimi, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı, maddede öngörülen cezanın alt ve üst sınırları da dikkate alınmak suretiyle, uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden en üst sınırdan ceza tayini ile, TCK' nın 22/3 maddesinin uygulanması sırasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden en üst oranla artırım yapılması,Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 27.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.