Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : Her iki sanık hakkında; 2863 sayılı Kanunun 65/b, 5237 sayılı TCK'nın 43/1, 62, 52/2, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı; Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutad vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu Başkanlığı'nın 31/03/1984 tarih ve 234 sayılı kararı ile tescilli Marmara Takım Adaları Doğal ve Kentsel Sit Alanı içerisinde yer alıp, İstanbul V Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 09/12/2009 tarih ve 2201 sayılı kararı ile kentsel ve 3. derece doğal sit alanı olarak belirlenen bölgedeki suça konu tescilsiz taşınmazın, 1/2 hisse ile sanık ...'e ait olduğu, adı geçen sanığın, taşınmazına havuz inşası konusunda diğer sanık ... ile sözlü olarak anlaşması üzerine, yetkili kurumlardan gerekli izinler alınmaksızın belirtilen inşai faaliyete başlandığı, Adalar Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü görevlilerince, havuz inşaatının henüz başlangıç aşamasında ve 15 metrekare ebatlı olduğu belirlenerek, 11/02/2011 tarihli yapı tatil tutanağının düzenlendiği, daha sonra sanık ...'ın aynı kuruma hitaben yazdığı 14/02/2011 tarihli dilekçe ile, evinin bahçesinde fosseptik çukuru ve bahçe düzenlemesi yapmak istediğini bildirerek izin talebinde bulunduğu, sözü edilen dilekçeye cevap verilmesi beklenmeksizin sanıklar tarafından inşai faaliyetin sürdürüldüğü, kolluk kuvvetlerince düzenlenen 18/03/2011 tarihli tutanak ile, suça konu taşınmaz üzerinde 8 metre boyunda, 4 metre eninde, betonu dökülmüş bir havuz yapıldığının belirlendiği, dosya içerisinde mevcut 18/04/2012 tarihli bilirkişi raporunda, kullanılır durumdaki yüzme havuzunun ruhsat alınmasını gerektiren bir yapı olup, 2863 sayılı Kanunun 9. maddesi uyarınca sit alanına inşai ve fiziki müdahale niteliği taşıdığının belirtildiği, Adalar ilçesinin sit alanı olarak tesciline ilişkin 31/03/1984 tarih ve 234 sayılı kurul kararı Resmi Gazete'de yayımlandığı gibi, ilçe belediyesi tarafından da usulünce ilan edildiği, sanıkların, bölgenin niteliğini bilerek izin almaksızın başladıkları havuz inşaatına, yapı tatil tutanağı tanziminden sonra da devam edip, havuzu kullanılır hale getirmek suretiyle atılı suçu zincirleme şekilde işledikleri anlaşılmakla;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların, teselsül hükümlerinin uygulanma koşullarının oluşmadığına, yardım eden sıfatıyla sorumlu tutulabileceklerine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- TCK’nın 53/3. maddesi uyarınca sanıkların sadece kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmalarına karar verilirken, hak yoksunluğu süresinin koşullu salıverilme tarihine kadar olması gerektiğinin gözetilmemesi kanuna aykırı,2- Adalar ilçesinin bağlı bulunduğu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde suç tarihi itibariyle faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosu bulunması karşısında, hükümden sonra, 11/10/2013 günlü Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun'da, 65/1 ve 65/4 maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak getirilen değişiklikler yönünden sanıkların hukuki durumlarının eylemlerinin niteliği ve kastlarının yoğunluğu da dikkate alınarak yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş olup, sanıkların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince, hükümlerin isteme uygun olarak BOZULMASINA, 27/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.