Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23972 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9285 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/b, 5237 sayılı TCK'nın 62, 51/1-3. maddeleri uyarınca mahkumiyet, erteleme 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:TCK'nın 51/1. maddesi uyarınca, iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum edilen kişinin cezasının, daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması koşuluyla ertelenebileceği ve adli para cezasının ertelenmesinin mümkün olmadığı gözetilmeksizin, geçmişinde “kasten yaralama” suçundan dört ay hapis cezası mahkumiyeti bulunan sanık hakkında, adli para cezasını da kapsayacak şekilde erteleme müessesesinin uygulanması; aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış olup;Dosya kapsamında mevcut bir kısım fotoğraflarda görülen, kentsel ve 3. derece arkeolojik sit alanı içerisindeki taşınmaz üzerinde iş makinesi ile çalışma yapılarak hafriyat oluşturulması, sanık ...'ın işletmeciliğini yaptığı “Şifa Et” isimli iş yerinin, eski görüntüsünden farklı bir bina haline getirilmesi ve şikayetçilere ait taşınmaza tecavüzde bulunulması fiilleri yönünden zamanaşımı süresi içerisinde gereğinin takdir ve ifası mümkün görülmüştür.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Mahkemece davaya katılmalarına karar verilen şikayetçiler ... ve ...'in, İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 23/02/1993 tarih ve 3022 sayılı kararı ile kentsel; 16/04/1998 tarih ve 4762 sayılı kararı ile de 3. derece arkeolojik sit alanı olarak belirlenen bölgede yer alıp, yine aynı Kurul'un 23/02/1993 tarih ve 3022 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen 6496 parsel sayılı taşınmazın 1/2'şer hisse ile maliki oldukları, sanık ...'ın ise, şikayetçilere ait taşınmaza bitişik konumdaki 6306 parselde bulunan iş yerini, 15/05/2003 tarihinden itibaren kiracı sıfatıyla işlettiği;İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesindeki Koruma Uygulama ve Denetim Müdürlüğünce, şikayetçilere ait tescilli yapının yıkılmasına ilişkin olarak 19/11/2008 tarihli yazı ile suç duyurusunda bulunulması üzerine başlatılan soruşturmanın, şikayetçilerin, kendilerine ait evin arsasının sanık tarafından otopark olarak kullanıldığı, arsaya zincir çekildiği, zincire kilit takıldığı iddialarıyla 15/04/2010 tarihinde Cumhuriyet Savcılığı'na müracaat etmeleri üzerine başlatılan soruşturma ile birleştirildiği, nihayetinde 25/05/2010 tarihli iddianame ile sanık hakkında, şikayetçilere ait tescilli yapıyı 07/07/2003 tarihinden 15/04/2010 tarihine kadar peyderpey yıkıp parçalarını da olay yerinden kaldırarak, yapının bulunduğu parseli otopark haline getirmek suretiyle kullandığı iddiasıyla dava açıldığı;Dosya içerisinde mevcut bilgi, belge ve fotoğraflara göre, 23/09/2000 tarihinde çıkan yangın nedeniyle şikayetçilere ait iki katlı ahşap binanın ikinci katının tamamen yandığı, şikayetçilerin 20/10/2000 tarihli dilekçe ile Cumhuriyet Savcılığı'na başvurarak yangına sebebiyet verenlerin bulunmasını istedikleri, akabinde şikayetçi ...'in Tuzla Belediye Başkanlığı'na 07/07/2003 ve 09/07/2003; Tuzla Kaymakamlık Makamı'na 08/07/2003 tarihli dilekçeler verdiği, dilekçe içeriklerinde, yangından kalan tescilli binanın, bitişik konumdaki kasap dükkanı sahibi ... tarafından geceleri sistemli bir şekilde yıkıldığının, uyarılara rağmen yıkım işine devam edildiğinin ve yıkımın önüne geçilemediğinin belirtildiği, Tuzla Cumhuriyet Savcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, şikayet konusu fiil şahsi dava ile takip edilebileceğinden, kamu yararı bulunmadığı gerekçesiyle 16/07/2003 tarihli takipsizlik kararı verildiği, sözü edilen kararın şikayetçi ...'e 30/07/2003 tarihinde tebliğ edildiği, dosya içerisinde, şikayetçi tarafından karar aleyhine itiraz yoluna başvurulduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı;Daha sonra şikayetçi ...'in 17/10/2003 tarihli dilekçe ile tekrar Cumhuriyet Savcılığı'na başvurarak, önceki gece saat 23:30 sıralarında, evinin, kapı ve pencerenin yer aldığı ön cephesinin kepçe marifetiyle tamamen yıkıldığını, sözü edilen fiilin ... tarafından gerçekleştirildiğini bildirdiği, belirtilen başvurunun, Tuzla Cumhuriyet Savcılığınca 2003/3663 soruşturma numarası ile kaydedildiği, şikayetçi ...'in de yine Tuzla Cumhuriyet Savcılığı'nın 2003/3667 sayılı soruşturma dosyası kapsamında 18/10/2003 tarihinde kolluk kuvvetlerine ifade verdiği, dosya içerisinde, sözü edilen soruşturmaların ne şekilde sonuçlandığına dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı;Diğer yandan, tescilli binanın yıkımına yönelik olarak şikayetçiler tarafından ibraz edilen son fotoğrafın, 17/10/2003 tarihinde gerçekleştirildiği iddia olunan yıkım sonrasını yansıttığı, anılan fotoğrafta binanın ön cephesinin ortadan kaldırıldığı görülmekle birlikte, konum olarak sanığa ait iş yeri ile aynı hizada, yol kenarında bulunduğunun gözlemlendiği, buna karşılık, olay yerindeki keşif akabinde inşaat bilirkişisi tarafından düzenlenen 10/08/2011 tarihli raporda, binanın caddeye olan mesafesinin yaklaşık 3.5 metre olduğunun belirtildiği, dolayısıyla, 17/10/2003 tarihinden sonra da yıkım faaliyeti sürdürülerek, tescilli binanın 3.5 metrelik kısmının tamamen yok edildiğinin anlaşıldığı, aynı bilirkişi raporunda, şikayetçilere ait taşınmazın açık kalan kısımlarının, mucur ve kırma taş serilmek suretiyle bitişik parsel ile birlikte otopark olarak kullanıldığının belirtildiği, sözü edilen fiilin de sit alanına fiziki müdahale oluşturduğu değerlendirilmekle;Kentsel ve 3. derece arkeolojik sit alanı içerisinde yer alıp, eski fotoğraflarında yol kenarında bulunduğu görülen tescilli yapının, 29/06/2011 keşif tarihi itibariyle gözlemlenen, yola 3.5 metre mesafedeki konuma ne zaman getirildiğinin, yıkım işinin hangi tarihe kadar devam edip hangi tarihte binanın son halini aldığının, devamında, suça konu taşınmazın açıkta kalan kısımlarına mucur ve kırma taş serilmesi fiilinin ne zaman gerçekleştirildiğinin, şikayetçilerden, dinlenen tanıklardan, komşu taşınmazların malik ve kullanıcılarından, konu ile ilgili bilgi sahibi olduğu belirlenen çevre halkından ve kamu kurumlarından sorulmak suretiyle araştırılması, Tuzla Cumhuriyet Savcılığı'nın 2003/3663 ve 2003/3667 sayılı soruşturma dosyalarının akıbetlerine ilişkin bilgi ve belgeler getirtilerek, tescilli kültür varlığına zarar verme fiili yönünden yapılan şikayetlerin hangi tarihli ne tür kararlarla sonuçlandırıldığının, anılan tarihlerden sonra da kültür varlığına müdahalede bulunulmaya devam edilip edilmediğinin belirlenmesi, böylece suç tarihi tereddütsüz ve kesin biçimde ortaya konulduktan sonra, “kültür varlığının yıkılmasına kasten sebebiyet verme” veya “sit alanına izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunma” suçlarına yönelik nitelendirme yapılması, suç tarihi itibariyle “sit alanına izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunma” fiili yönünden cezalandırmanın mümkün olduğu sonucuna varılması halinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesindeki Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu'nun 26/03/2007 tarihinde faaliyete geçtiği ve hükümden sonra, 11/10/2013 günlü Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanunun 65/1 ve 65/4 maddelerinin uygulanmasına ilişkin değişiklikler yapıldığı dikkate alınmak suretiyle eylemin niteliği de gözetilerek hüküm tesisi gerektiği anlaşılmakla, eksik araştırmaya dayanılarak karar verilmesi kanuna aykırı, sözü edilen kanun değişikliğinin değerlendirilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 27/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.