Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık, konut dokunulmazlığını ihlal etmekHüküm : Sanık ... hakkında; 2863 sayılı Kanun'un 65/a; 5237 sayılı TCK'nın 62/1, 53, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet Sanık ... hakkında; 5237 sayılı TCK 116/1, 119/1-c, 62/1, 58, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet Sanıklar ..., ..., ... hakkında; 2863 sayılı Kanun'un 65/a, 5237 sayılı TCK 62/1; 5237 sayılı TCK 116/1, 119/1-c, 62/1; 5271 sayılı CMK'nın 231/5. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması Suça sürüklenen çocuk ... hakkında; 2863 sayılı Kanun'un 65/a, 5237 sayılı TCK 31/3, 62/1, 52/2-4; 5237 sayılı TCK'nın 116/1, 119/1-c, 31/3, 62/1; 5271 sayılı CMK'nın 231/5. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması 2863 sayılı Kanuna aykırılık ve konut dokunulmazlığını ihlal etmek suçlarından sanık ...'in mahkumiyetine ilişkin hükümler ile 2863 sayılı Kanuna aykırılık ve konut dokunulmazlığını ihlal etmek suçlarından sanıklar ..., ... ve ... ile suça sürüklenen çocuk ... hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar, mahalli Cumhuriyet savcısı ve Sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmekle, 1- Mahalli Cumhuriyet savcısının ..., ... ve ... ile suça sürüklenen çocuk ... hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının 5271 sayılı CMK'nın 231/12. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi bulunduğu, aynı Kanunun 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda mercide yanılmanın başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağı nazara alınarak, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin, itiraz mahiyetinde değerlendirilmesi suretiyle CMK'nın 264/2. maddesi uyarınca gereği mercince yapılmak üzere dosyanın incelenmeksizin mahkemesine iadesinin temini için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,2-Sanık ... hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık ve konut dokunulmazlığını ihlal etmek suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince; Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 29/09/2001 gün 2653 sayılı kararı ile Midyat ve Estel kentsel sit alanı olarak tescil edilen sınırlarda yer alan ve üzerindeki yapı Şanlıurfa Kültür ve Tabiat varlıklarını Koruma Kurulu'nun 19/09/2007 gün 503 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen taşınmaz üzerinde kaçak kazı yapıldığı hususunda ihbarda bulunması üzerine, kolluk görevlileri tarafından bahse konu yere gidildiğinde, haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen, ... ve ...'ın dışarıda gözcülük yaparlarken, ... ile ...'in tescilli yapının bodrumunda define bulmak amacıyla kazı yapıp, kültür varlığına zarar verdikleri sırada suç üstü yakalanmaları üzerine açılan kamu davası ile ilgili olarak, kazı eylemine katılan kişiler ortak olarak savunmalarında, tescilli yapıyı olay günü sanık ...'in talimatı ile temizlediklerini beyan etmeleri ve bu durumu sanığın teyit etmesine karşın, kolluk görevlileri tarafından düzenlenen 17/01/2011 tarihli olay yakalama ve muhafaza altına alma tutanağı içeriği, bu tutanakta belirtilen hususları doğrulayan tanık beyanları ile suça konu müdahalelerin yapıldığı taşınmazın, ... isimli şahsa ait olması hususu dikkate alındığında, sanığın atılı suçları işlediğinin tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu anlaşılmakla;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin ve mahalli Cumhuriyet savcısının, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, 3. fıkraya aykırılık oluşturacak şekilde TCK’nın 53. maddesinin (1). fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar” diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” devamına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; TCK'nın 53/1. maddesine ilişkin kısmın hükümlerden çıkartılarak yerlerine, “sanığın, TCK' nın 53. maddesinin 1. fıkrasının a, b, c, d, e bentlerinde belirtilen haklarından, mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi altsoyu üzerindeki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise 1-c bendindeki haklardan koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına” ilişkin bentlerin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.