Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23826 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25908 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeHüküm : BeraatTaksirle öldürme suçundan sanıkların mahkûmiyetlerine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:I-Sanık ... hakkındaki beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından failin taksirinin bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, kusura ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, II-Sanık ... hakkındaki beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Ölen ...’in gerekçeli karar başlığında “mağdur” olarak, sanığın "..." olan adının "...” olarak gösterilmiş olması; mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Dahiliye Uzmanı doktor olan sanık ...’nun nöbetçi olduğu olay günü saat 21:30 sıralarında Lüleburgaz Devlet Hastanesi Acil Servisine göğüs ağrısı şikayeti ile müracaat eden ...’in, sanık tarafından muayene edilip, tetkiklerinin yapılıp, iki kez EKG’sinin çekilmesinden sonra, durumunun normal olduğu değerlendirilip saat 23:30 s??ralarında sanığın talimatı ile taburcu edildiği, evine giden ...’in saat 00:40 sıralarında fenalaşarak öldüğü olay nedeniyle düzenlenen Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunun 25.03.2009 tarihli raporunda, “kişinin ölümünün kendisinde mevcut kalp damar hastalığı sonucu” meydana geldiğinin, 3. İhtisas Kurulunun 29.09.2010 tarihli raporunda ise “Başlangıçta yüksek tespit edilmeyen kalp enzimlerinin daha sonra yükselebileceği beklenir bir durum olduğundan enzim takiplerinin belirli aralıklarla tekrarlanmasının gerekli olduğu ve EKG de V2 V3 V4 derivasyonlarda sivri "T" dalgaları bulunan hastanın daha uzun müşahede edilmemesinin bir eksiklik olduğu, ancak bu tür hastalarda uygun tedavinin zamanında yapılması durumunda dahi kurtulmasının kesin” olmadığının" bildirilmesi karşısında, sanığın eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilip, TCK'nın 257/2. maddesi gereğince mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatına karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 25/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.