Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle ÖldürmeHüküm : TCK'nın 85/1, 62/1, 51/1-3, 63. maddeleri gereğince mahkûmiyet Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Olay tarihinde, akşam vakti, meskun mahalde, sanık ve arkadaşlarının asker uğurlamak amacı ile araç ile dolaştıkları sırada, dosya içindeki CD’den görüldüğü üzere olay yerinde bir grup kalabalığın önlerini kesmesi ile aralarında tartışma çıktığı, bu tartışmanın etnik kökenli kavgaya döndüğü, bayrakların yırtıldığı, tartışma esnasında kalabalığın sanığın aracının ön kısmına vurmaya başladığı, kalabalıktan birisinin sanığa yumruk attığı, yine konvoydan başka bir aracın daha kalabalık tarafından etrafının sarıldığı, tekme ve yumruklarla arabasına zarar verildiği, olaydan sonra bu iki araç üzerinde yapılan tespitte, sanığın aracının ön panjurunun kırık ve ön kaportasının hasarlı olduğu, diğer aracın sağ ön sinyalinin ezik ve kırık, sağ arka sinyalin camının olmadığı ve ön kaput üzerinde ayak izlerinin bulunduğu rapor edildiği, yaşanan bu arbededen panikleyen sanığın, diğer aracın kalabalığın arasından kurtularak olay yerinden uzaklaşmasını fırsat bilerek, kalabalığın arasından çıkmak üzere geri manevra yaptığı, kalabalı??ın aracın üzerine doğru gelmeye devam etmeleri üzerine, kalabalıktan birisine çarpabileceğini öngörmesine rağmen, aracını kalabalığa doğru hızla sürerek, olay yerinden uzaklaşırken, ölene çarparak ölümüne sebep olduğu olayda, olaydan hemen sonra dinlenilen tanık ... beyanında “9-10 araç konvoy olarak mahallede dolaşmaya başladık, ..... Parkının oradan dönerken önce çocuklar araçlarımızı taşlamaya başladı. Sonra büyükler gelerek bayraklarımızı koparıp araçları taşladılar, tekmeye başladılar. Biz kaçarken yaşlı biri benim arka koltukta olduğum ....'ın kullandığı bordo Doğana bastonla vurmaya çalıştı. .... da kaçarken bu amcaya çarptı. Amca sağ yan tarafa düştü. ..... korkudan durmadı. Çünkü şahıslar kovalıyordu.” yönündeki beyanı, yine tanık ...'ın “Ben arkadaşım ...'ın kullandığı .... plaka sayılı bordo renkli Doğan marka aracına bindim. Mahallede konvoy yaparak dolaşmaya başladık. .... Mahallesi ...Caddesine çıktık. Geri dönerken tanımadığım kalabalık bir grup önümüzü kestiler. Kadın, çoluk çocuk kim geldiyse araçlarımıza vuruyorlardı. Aracımızın camlarına vuruyorlardı. Birisi de ...'a yumruk attı. ...gaza bastı. Bir ara kaputtan küt diye bir ses geldi. Ben de anlamadım. Ancak birisini yere benim yanıma doğru, sağ yana doğru düşerken gördüm.... durmadı. Dursa zaten bu şahıslar bizi linç edeceklerdi” yönündeki beyanları göz önüne alındığında, sanığın linç edilmekten duyduğu korku ve panik nedeniyle birilerine çarpabileceğini öngörmesine rağmen, aracını kalabalığın üzerine hızla sürdüğü şeklindeki anlatımlar karşısında; sanığın eyleminin TCK 81/1,25 ve 27. maddeleri gereğince değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla, suç için öngörülen cezanın türü ve süresi bakımından yargılama yapmanın 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakk??nda Kanun'un 12. maddesi uyarınca Ağır Ceza Mahkemesinin görevine girdiği, bu nedenle de görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.