Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23754 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20116 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminatHüküm : 1.274,56 TL maddi ve 2.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesi Dairemizce verilen 19.03.2014 gün ve 2013/28339 Esas - 2014/6922 Karar sayılı karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edilmekle;02.07.2012 gün ve 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesine ekli 2 ve 3. fıkra hükümleri uyarınca itiraz konusu değerlendirildi: Mahkemenin 12.12.2012 tarihli hükmünün davacı vekiline 04.02.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 5320 sayılı Kanun’un 8. Maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 310. Maddesindeki 1 haftalık yasal temyiz süresi içerisinde 06.02.2013 tarihinde temyiz ettiği bu nedenle davacı vekilinin temyiz istemi konusunda da karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, dosya incelenerek gereği düşünüldü:1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının KABULÜNE, 2-Dairemizin 19.03.2014 gün ve 2013/28339 Esas - 2014/6922 Karar sayılı onamaya ilişkin kararının KALDIRILMASINA,Şanlıurfa 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 12.12.2012 tarih ve 2011/250 Esas - 2012/233 Karar sayılı hükmüne karşı davalı vekili ve davacı vekili tarafından yapılan temyiz itirazının incelenmesinde;Tazminat davasının dayanağı olan Niğde Ağır Ceza Mahkemesinin, 2007/288 Esas - 2010/29 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) kasten öldürme suçundan, 09.10.2006 – 02.03.2007 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz incelemesi sonucu onanmak suretiyle 04.05.2011 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 24.08.2011 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla, Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tutuklama tarihinden itibaren faize hükmedilmesi suretiyle tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 144 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçütlere uymayıp eksik tayini,2- Asgari ücret üzerinden maddi tazminata hükmedilmiş olması karşısında hesaplamada hafta sonu, dini ve milli bayram tatilleri nedeniyle indirim yapılamayacağının dikkate alınmaması,3- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,4- 24.08.2011 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığına 06.09.2011 olarak yazılması, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, hükmün BOZULMASINA, 25.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.