Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : 5271 sayılı CMK'nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanması ile, 2863 sayılı Kanunun 74/2, 765 sayılı TCK'nın 59/2, 72, 647 sayılı Kanunun 4/1, 6. maddeleri uyarınca mahkumiyet2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılama sonunda, 03/06/2008 tarihli karar ile sanığın 2863 sayılı Kanunun 74/2, 765 sayılı TCK'nın 59/2, 5271 sayılı CMK'nın 231/5. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 117 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın itiraz edilmeksizin 08/07/2008 tarihinde kesinleştiği ve belirtilen tarih itibariyle beş yıllık denetim süresi başladığından, 5271 sayılı CMK'nın 231/8. maddesi uyarınca dava zamanaşımının durduğu, daha sonra sanığın, 24/01/2012 tarihinde “hakaret” suçunu işlediği sabit kabul edilerek, Ermenek Sulh Ceza Mahkemesi'nin 30/03/2012 tarihli ilamı ile mahkumiyetine hükmedildiği, anılan mahkumiyet hükmünün temyizde onanmak suretiyle 30/10/2014 tarihinde kesinleştiği, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlendiğinden, anılan suçun işlendiği 24/01/2012 tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin işlemeye devam ettiği anlaşılmakla; Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem 2863 sayılı Kanunun 74. maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi yollamasıyla lehe neticeler doğuran (mülga) 765 sayılı TCK'nın 102/4. maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Dava zamanaşımını kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, bu süre 104/2. maddesi uyarınca en fazla yarı oranında uzayacağından, suç tarihi olan 15/04/2001 tarihinden itibaren 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımının durma süresi de gözetildiğinde, karar tarihinden önce dolduğu halde yargılamaya devamla mahkumiyet hükmü kurulması kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 765 sayılı TCK’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince davanın isteme uygun olarak DÜŞMESİNE, 12/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.