Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 23331 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 377 - Esas Yıl 2014
Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle yaralama Hüküm : TCK'nın 89/4, 62, 51-51/3-6-7. maddeleri gereğince mahkumiyet Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık tarafından katılanların uğradığı zarar giderilmediği gibi, yargılama sırasında sanığın katılanların zararını gidermek istediğine dair bir beyanı ve çabasının bulunmadığı hususu dikkate alındığında; tebliğnamedeki 4 nolu; soruşturma aşamasında uzlaşma sağlanamadığından, tebliğnamedeki 3 nolu; olay sonrası düzenlenen trafik kazası tespit tutanağı ve diğer beyanların karşısında tanık ...'ın dinlenmemesi ise sonuca etkili olmadığından, tebliğnamedeki 1 nolu bozma düşüncesine; TCK'nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği düzenlenmiş olup, anılan hükmün uygulanması konusundaki takdirin mahkemeye ait olması ve takdirin bu yönde kullanılması karşısında; tebliğnamedeki 5 no'lu bozma düşüncesine de iştirak olunmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saik" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi, 2-Tayin olunan hapis cezasının ertelenmesine karar verilirken kanun maddesinin fıkrasının gösterilmemesi, suretiyle CMK'nın 232/6. maddesine aykırı davranılması, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, sanık hakkında verilen temel cezanın belirlenmesinde gösterilen diğer gerekçeler yasal ve yeterli olmakla, hükmün gerekçe kısmında yer alan" hüküm fıkrasının birinci bendindeki “amaç ve saiki kastının yoğunluğu" ibarelerinin çıkartılması ve ertelemeye ilişkin üçüncü bentte bulunan "51." ibaresinin "51/1." olarak değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.