Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23292 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23495 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeHüküm : Her üç sanık hakkında; TCK'nın 85/1, 53/6. maddeleri gereğince mahkûmiyet Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanık ... müdafii ile sanıklar ... ve ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:A-Sanıklar ... ve ...'in mahkumiyetlerine yönelik temyiz incelemesinde; Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1 ve 22/4. maddelerinde yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle TCK'nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, dosya kapsamı ile asli kusurlu oldukları belirlenen sanıkların taksirlerinin yoğunluğu gözetilerek, alt sınır aşılarak hak ve nasafete uygun bir ceza tayini yerine, hatalı değerlendirme ile tali kusurlu oldukları kabul edilerek haklarında asgari hadden ceza tayin edilmesi; aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... müdafiinin ve sanık ...'nun kusura, eksik incelemeye ve lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1. maddesinin (f) ve (g) bentlerinde yer alan ''failin kasta dayalı kusurunun ağırlığı'' ve "failin güttüğü amaç ve saik" gerekçelerine dayanılamayacağının gözetilmemesi,2-TCK'nın 53/6. maddesinde “belirli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet halinde 3 aydan 3 yıla kadar bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına karar verilebileceğinin düzenlendiği, bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi yasaklanan mesleğin yargılamaya konu yaptığı işle ilgili olması gerekmekte olup, genel olarak madencilik işi ile uğraşan ancak maden mühendisleri odasınca katıldığı eğitim programlarından sonra aldığı sertifika ile teknik nezaretçilik görevini yerine getiren ve bu mesleği nedeniyle yargılanan sanık ...'in ve yine yapmış olduğu ocak vardiya çavuşluğu görevi nedeniyle yargılanan sanık ...'nun yerine getirdikleri meslekleri yerine genel olarak madencilik meslek ve sanatının icrasını yapmaktan yasaklanmalarına karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; sanıklara verilen temel cezanın belirlenmesinde gösterilen diğer gerekçeler yasal ve yeterli olduğundan, sanıklar ... ve ... hakkındaki hükmün "B" fıkrasının temel cezanın belirlenmesine ilişkin ilk bentlerinde "faillerin kastına dayalı kusurunun ağırlığı" ve faillerin güttüğü amaç ve saikler" ibarelerinin çıkartılması; aynı fıkranın 7. bendinde "bu meslek veya sanatın (madencilik) icrasının" ibaresinin çıkartılarak yerine "sanık ...'in teknik nezaretçilik mesleğinin ve sanık ...'nun da ocak vardiya çavuşluğu mesleğinin icrasından" ibarelerinin yazılması suretiyle, eleştirilen husus dışında sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, B-Sanık ...'ın mahkumiyetine yönelik hükmün temyiz incelemesine gelince; 1-Olay günü, sanığın işletmecisi olduğu yer altı kömür maden ocağında yaklaşık 40 derecelik eğime sahip ayakta eğimli geri dönümlü uzun ayak metodu ile 5 işçinin çalışmakta olduğu, işçilerden bir kısmının vagonlara kömür yüklerken, usta konumunda işçi olan ölenin hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen daimi nezaretçi-maden mühendisi olan sanık ...'ın talimatı ve yönlendirmesi doğrultusunda ağaç sarması yani tahkimat faaliyeti yürüttüğü esnada, gelen çatırdama sesi üzerine diğer işçilerin taban yoluna doğru kaçıp kendilerini sağlama almayı başarmalarına rağmen, ölenin ayak içinden kaçamayarak oluşan ayak kesmesi sonucu göçük altında kalması şeklinde gerçekleşen olayda, tavandan aniden kopan, eğimli olan ayakta ayak dibine doğru kayan blokların, olay yeri olan ayakta çalışmakta olan usta ...'ı aniden altına aldığı ve sabit oluğa doğru sürüklediği, olaya konu panodaki tabakaların eğiminin 40 derece civarında olduğu, panoda taban ayağın, tavan ayaktan 3-4 have önde çalışma yapılmasıyla tavan ayağının tabakalarının birbirlerini tutma özelliğini kaybetmesiyle tabakaların eğim doğrultusunda kaymasıyla ayağın göçmesi neticesi olayın meydana geldiği, geri dönümlü ayaklarda tavan ayakta taban ayaktan önde çalışma yapılması gerektiği, ancak olaya konu ocakta tam aksi yöntemle çalışma yapıldığı, bu tahkimat yönteminin uygulanmasından öncelikle sorumlu olanların da uygun tahkimat yönergesi hazırlamak, yapılan tahkimatın hazırlanan yönergeye uygun yürütülüp yürütülmediğini denetlemek, işyerinin her yerinde görevi ile ilgili inceleme yapmak, tespitlerini ve önerilerini teknik nezaretçi defterine not etmek, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden tehlikeli durumların varlığını tespit etmek ve gerektiğinde işletme faaliyetlerini durdurmak, alınabilecek önlemleri belirlemek görev-yetki ve sorumlulukları bulunan teknik nezaretçi ile, kömür ocağında sürekli ve yeterli denetim ve gözetim yapmak, uygun olmayan tahkimat yöntemine müsaade etmemek, işçilerin kömür ocağında kalabilecekleri riskleri belirlemek-değerlendirmek ve öncelikli tedbirlerin uygulanması yönünden sağlık ve güvenlik dökümanı hazırlatmak ve uygulamaya konulmasını işverene iletmek, üretim metoduna uygun tahkimat yaptırmak, teknik nezaretçinin ve diğer ilgililerin uyarılarını zamanında faaliyete geçirmek ve diğer iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almak gibi görevleri bulunan daimi nezaretçinin sanık tarafından işletmede görevlendirildikleri, maden mühendisi olan bu nezaretçilerin işletme sahibi olan sanığın işletmede iş sağlığı ve güvenliği konularında eksiklerin denetimi, tespiti ve bildirimi konusunda yükümlülüklerinin bulunduğu, sanığın ayrıca ocak alanında tecrübeli ocak şefleri de görevlendirdiği, gerekli nezaret defterlerini tutturduğu, kendisine, belirtilen hususlarda eksiklik olduğuna dair bir bildirimde bulunulmadığı, yürütülen faaliyet kapsamında yeterli idari-kontrol-denetim organizasyonunun oluşturulduğu dikkate alınarak; adı geçene kusur atfedilemeyeceği gözetilmeden, asli kusurlu olduğu yönündeki bilirkişi raporuna itibarla beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,Kabule göre de; 2-Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1. maddesinin (f) ve (g) bendlerinde yer alan ''failin kasta dayalı kusurunun ağırlığı'' ve "failin güttüğü amaç ve saik" gerekçelerine dayanılamayacağının gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca, sanık ... hakkındaki hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 19.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.