Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2311 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 21427 - Esas Yıl 2014





Tebliğname No : 12 - 2014/146574Mahkemesi : Çaykara Asliye Ceza MahkemesiKarar Tarihi : 24/12/2013Numarası : 2012/139 - 2013/172 Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık hakkında verilen beraate ilişkin hüküm, katılan vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Anayasa Mahkemesi'nin 13/10/2012 tarih, 28440 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2011/18 Esas, 2012/53 sayılı kararı ile 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun'da yapılan değişiklikler değerlendirildiğinde; Yüksek Mahkemece “mülkiyet hakkı ihlali” iddiasının kabul edilmediği, ancak, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan “belirlilik ilkesi” ne göre, kişilerin maliki bulundukları taşınmazların korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı niteliğiyle tescilli olduğunu ya da sit alanı içerisinde kaldığını öğrenmeleri gerektiği hususunun vurgulandığı, iptal hükmündeki gerekçeler doğrultusunda, 2863 sayılı Kanunun “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinin 6498 sayılı Kanun ile değiştirildiği, buna göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edilmesi; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulması gerektiği; belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılacağı; 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliklerin amacının ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu; Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 04.12.1998 tarih ve 3332 sayılı kararı ile 3. derece doğal sit alanı içerisinde bulunan Trabzon ili, Ç... ilçesi, Y...köyü, ... ada, ... sayılı parselde bulunan özel mülkiyete konu arazide, sanık İ.. A.. tarafından 9x7 metre genişliğinde, tek katlı betonarme yapı bina ile bitişiğine 3x3.8 metre genişliğinde, tek katlı betonarme kömürlüğün yapıldığı, bu durumun Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü görevlilerince 16.09.2010 tarihinde yapılan denetimde tespit edilmesi üzerine sanık hakkında soruşturmaya başlandığı ve 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, her ne kadar yapılan yargılama neticesinde, sanığın davaya konu yerin sit alanı kabul edilmiş bir bölge içerisinde yer aldığını bilemeyebileceği, bu nedenle suç kastıyla hareket etmediği gerekçeleri ile beratine karar verilmiş ise de; bölgenin sit alanı olarak kabul edilmesine ilişkin kararın ilgili belediye tarafından mahallinde 01.03.1999 tarihinde ilan edildiğine ilişkin tutanağın dosya kapsamında mevcut bulunması, sanığın davaya konu yer doğumlu oluşu ve verdiği 31.10.2012 tarihli ifadesinde davaya konu yerin kendi köyleri olduğunu beyan etmesi, yine 29.05.2013 tarihli olay yeri keşfinde dinlenen mahalli bilirkişinin verdiği beyanından anlaşılacağı üzere, bölgenin sit alanı olduğunun mahallinde herkes tarafından bilinmesi karşısında, izinsiz uygulamaların yapıldığı bölgenin sit alanı içerisinde yer aldığının sanık tarafından bilindiğinin kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle mahkemenin sanığın suç kastıyla hareket etmediği kabulünün yerinde olmadığı, olay yeri keşfine iştirak eden inşaat ve ziraat mühendisleri ile fen bilirkişisinden alınan raporda, betonarme tek katlı bitişik yapıların 3. derece doğal sit alanı içerisinde yer aldığının, izinsiz yapılan yapının tam bir inşai faaliyet olduğunun tespit edildiği, tüm bu nedenlerle eylemleri sabit olan sanığın 2863 sayılı Kanunun 65/b. maddesinde düzenlenen suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle beraatine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince, sanık hakkında verilen beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.