Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminatHüküm : 441,88 TL maddi ve 3.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesiDavacı vekilinin 25.04.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının kesinleşmiş bir hapis cezasının infaz edilmesi nedeniyle tutuklu kaldığını, itiraz üzerine yapılan inceleme sonunda infazının durdurulduğunu ve hakkında beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Tazminat davasının dayanağı olan İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2004/483 Esas -2005/222 Karar sayılı 15.04.2008 tarihli dosyasının incelenmesinde; iddianamenin ... ve ... olma Nizip -20.06.1978 doğumlu ... hakkında düzenlendiği, soruşturma safahatinde yine aynı kimlik bilgileri ile şüpheli sıfatıyla savunmasının tespit edildiği, yakalama, gözaltına alma tutanaklarının ve tutuklama müzekkerelerinin aynı kimlik bilgileri ile tanzim edildiği, yargılama safahatında yine aynı kimlik bilgileri kapsamında savunmasının tespit edildiği, her nasılsa gerekçeli karar başlığında Mustafa ve Rabiye'den olma Bartın-28.01.1978 doğumlu ...’un sanık olarak gösterildiği, dolayısıyla soruşturma ve yargılama safahatine ilişkin kimlik bilgileri ile 07.07.2005 tarihli gerekçeli karardaki kimlik bilgilerinin farklılık gösterdiği, mahkemenin 07.07.2005 tarihli kararı ile yağma suçundan ... ve ... olma Bartın-28.01.1978 doğumlu ...’un 1 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmedildiği, hükmün temyiz incelemesi sonucu onanmak suretiyle 06.04.2006 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen hapis cezasına ilişkin ilamın infazına geçildiği, davacının ilamın infazı amacıyla 03.12.2007 – 05.12.2007 tarihleri arasında cezaevine alındığı, bu şekilde davacının hiçbir şekilde dahil olmadığı bir eylem nedeniyle haksız yere 2 gün süreyle tutuklu kaldığı, Temyiz incelemesi sırasında; 17.11.2014 tarihinde alınan, davacıya ait adli sicil bülteninin incelenmesinde; İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.07.2005 tarih ve 2004/483 Esas - 2005/222 Karar sayılı, 5237 sayılı TCK'nın 142/2-B,143,145, 53/1. maddelerine göre hükmedilen 1 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına ilişkin ilamın görüldüğü, bu cezaya ait hükmün 06.04.2006 tarihinde kesinleştiği bilgilerinin kayıtlı olduğu, sabıka bülteninde gözüken kaydın halihazırda silinmediği anlaşılmıştır.Gerekçe ne olursa olsun, önemli bir kamu hizmeti sayılan adalet hizmetini yürüten kamu görevlilerinin başta Anayasa ve temel hukuk kurallarına göre kişi hak ve özgürlüklerine azami oranda dikkat edecek ölçüde eylem ve işlemlerini yürütmesi gerekmektedir. Sonuçta davacı konu ile uzaktan yakından bir ilgisi olmadığı halde, gerçek sanık kimlik bilgilerinin dosyadan Ulusal Yargı Ağı Sistemi ortamına kaydedilmesinden ibaret bir adliye işlemi sırasında yapılan hata sonucu 2 gün süreyle hürriyetinden yoksun kalmış ve ancak itiraz neticesinde serbest kalabilmiştir.Tüm bu açıklamalar ışığında; adli işlemin hatalı uygulanması sonucu olarak işlemediği bir suç nedeniyle sisteme kimlik bilgileri sanık sıfatıyla kayıt edilen ve hükmün infazı çerçevesinde yakalanan ve 2 gün süreyle tutuklanan davacı için 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 141. ve devamı maddelerine göre öngörülen manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun vasıf, mahiyet ve niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiğinden; tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Davacının 03.12.2007 – 05.12.2007 tarihleri arasında 2 gün süreyle tutuklu kaldığı, tutuklanmadan önce işçi olarak çalıştığını iddia eden davacının bu dönem içerisinde maddi zararını vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi resmi bir belgeyle ispatlayamadığı nazara alınıp, davacının vasıfsız bir işçi gibi değerlendirilerek tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden kesinti yapmadan hesaplanacak 27,94 TL’nin maddi zarar olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplama hatası sonucu ve tazminat davasına dayanak teşkil eden ceza davasının yargılamanın iadesi sonucu verilen beraat hükmü ile birlikte davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ise de, beraat hükmünün yapılan temyizi üzerine davacı lehine 1.100 TL vekalet ücreti ödenmesine karar verilerek hükmün düzeltilerek onandığının anlaşılması karşısında, 1.100 TL vekalet ücreti miktarın maddi zarara eklenmesi suretiyle maddi tazminatın fazla tayini,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün 1. bendinin hükümden bütünüyle çıkartılarak yerine 1. bent olarak “ Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, davacı yararına 27,94 TL maddi tazminatın tutuklama tarihi olan 03.12.2007 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.