Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2303 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21194 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna AykırılıkHüküm : Beraat 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Suç tarihinde, sanık ... adına kayıtlı olup, ... İli, .... İlçesi, ... Mahallesi,...Sokak 60 pafta, 73 ada, eski 8-9 yeni 13 parsel sayılı, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulunun 10/09/1989 tarih ve 14051 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescilli olan, aynı zamanda ... I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 12/07/1995 gün ve 6848 sayılı karar ile tescil edilen 04/06/2001 tarih ve 12869 sayılı kararı ile sınırları yeniden belirlenen kentsel arkeolojik sit alanı içerisinde bulunan taşınmazlarda ... I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 16/06/2004 tarih ve 16210 sayılı kararı ile uygun bulunan restorasyon projesine aykırı uygulamalar yapıldığının, yine sanık adına kayıtlı bulunan 60 pafta, 73 ada, 6-7 parsel sayılı olup kentsel ve arkeolojik sit alanında yer alan taşınmazda, 6 numaralı parselin koruma amaçlı uygulama imar planında park alanı olarak belirtilmesine rağmen, 6-7 parsellerde yeni yapı yapılmış olduğunun tespit edildiği, sanık ...'ın 8-9 parsel sayılı ta??ınmazlara ilişkin Kurul kararıyla onaylı projelerin uygulanmasından müellif mimar olarak sorumlu olduğu, mahkemece icra edilen keşfe katılan bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 20/08/2013 tarihli rapor ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen ve Koruma Kurulunca projeleri onaylanan eski 8-9, yeni 13 parsel sayılı taşınmaz ile Kurul izni bulunmadan uygulama yapıldığı anlaşılan 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazların, 13 parseldeki kültür varlığı yapı ile birleştirilmek suretiyle halihazırda Otel olarak kullanıldığı ve Kurul onaylı projesine aykırı uygulama yapıldığı hususlarının belirlendiği, Anayasa Mahkemesi'nin 13/10/2012 tarih, 28440 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2011/18 Esas, 2012/53 sayılı kararı ile 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; Yüksek Mahkemece “mülkiyet hakkı ihlali” iddiasının kabul edilmediği, ancak, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan “belirlilik ilkesi” ne göre, kişilerin maliki bulundukları taşınmazların korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı niteliğiyle tescilli olduğunu ya da sit alanı içerisinde kaldığını öğrenmeleri gerektiği hususunun vurgulandığı, iptal hükmündeki ../.. -2-gerekçeler doğrultusunda, 2863 sayılı Kanunun “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinin 6498 sayılı Kanun ile değiştirildiği, buna göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edilmesi; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulması gerektiği; belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılacağı;2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete'de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün, 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;Dolayısıyla, sözü edilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu 8-9 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesinde sanık ... tarafından satın alınma tarihinde korunması gerekli kültür varlığı niteliğini haiz bulunduklarına dair şerhin mevcut olduğu, suç tarihinden önce söz konusu taşınmazlar ile ilgili olarak sanık ... ve müellif mimar sanık ... tarafından Kurul'a sunulan projeler ile sanıkların aşamalarda alınan savunmaları dikkate alındığında, sanıkların suça konu taşınmazların 2863 sayılı Kanun kapsamında bulunduklarını bildiklerinin sabit olduğu, bu itibarla sanık ...'un yapılan uygulamalar ile ilgili olarak hazırladıkları projenin Kurul'a iletildiğine dair anlatımları karşısında, mahkemece suça konu uygulamalar ile ilgili sanıklar tarafından Kurula proje sunulup sunulmadığı, sunulmuş ise Kurul tarafından onaylanıp onaylanmadığı saptandıktan sonra, konusunda uzman arkeolog, sanat tarihçi ve inşaat mühendislerinden oluşan bilirkişi marifetiyle keşif icra edilerek, suça konu uygulamaların halen mevcudiyetini koruyup korumadığı, projeye aykırılığın devam edip etmediği, söz konusu imalatların, bizatihi korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli bulunan eski 8-9, yeni 13 parsel sayılı taşınmazın mimari yapı öğelerine ve özgün dokusuna zarar verip vermediği saptanarak, söz konusu uygulamaların fiili zeminde mevcudiyetini koruduğu, projeye aykırılığın devam ettiği ve kültür varlığına zarar verildiğinin veya anılan uygulamaların kaldırılmasına rağmen kültür varlığına verilen zararın giderilmesinin mümkün olmadığının belirlenmesi halinde 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1-1. cümle ve değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 65/a maddesi uyarınca, izinsiz olarak gerçekleştirilen eylemin kültür varlığına zarar vermediğinin ve fakat projeye aykırılığın devam ettiğinin tespiti durumunda ise eylemin izinsiz olarak fiziki ve inşai müdahalede bulunma suçunu oluşturacağı, .... ilçesinin bağlı bulunduğu .... Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde suç tarihi itibariyle faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosunun bulunduğu hususları nazara alınarak 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun'da, 65/1-2. cümlesi ve 65/4 maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak getirilen değişiklikler yönünden sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeksizin eksik inceleme ve “2863 sayılı Kanunun 65/a maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptaline karar verildiği” şeklinde hatalı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.