Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 230 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 9084 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/1, 5237 sayılı TCK'nın 62/1, 52/2-4, 51, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet, erteleme 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: .... Antik Kenti 2. derece arkeolojik sit alanı ve aynı zamanda devlet ormanı içerisinde kalan sahada, zeminde mevcut kayalık kırılıp parçalanarak izinsiz düzleştirme çalışması yapılmak suretiyle gerçekleştirilen sit alanının zarar görmesine kasten sebebiyet verme fiilinin, 25/07/2013 tarihli iddianamede 4 x 8 metre karelik bir alanı kapsadığı belirtilmesine karşılık, sözü edilen alanın, bozma ilamı öncesi düzenlenen 22/11/2013 tarihli fen bilirkişi raporu ile, 6 x 16 metre kare ve bozma ilamı sonrası düzenlenen 12/02/2016 tarihli fen bilirkişi raporu ile de, 12 x 17 metre kare ölçülerine ulaştığının belirlendiği anlaşılmakla; bahse konu fiilin devlet ormanında gerçekleştirilmesinden dolayı 6831 sayılı Kanuna aykırılık ve 25/07/2013 tarihli iddianamenin düzenlenmesinden sonra devam eden düzleştirme çalışmasından dolayı da 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan zamanaşımı süresi içerisinde gereğinin takdir ve ifası mümkün görülmüştür. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, suçta ve cezada şahsilik ilkesi gözetilmeden, eksik inceleme ile karar verildiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- Sanık hakkında denetim süresi belirlenirken ve denetim süresinin herhangi bir yükümlülük belirlenmeden veya uzman kişi görevlendirmeden geçirilmesine karar verilirken uygulanan kanun maddelerinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi isabetsiz, 2- Hükmolunan 1 yıl 8 ay hapis cezası ertelenen sanığın, 5237 sayılı TCK'nın 51/7. maddesi uyarınca, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde, ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceği ve aynı Kanunun 51/8. maddesi uyarınca da denetim süresi iyi halli olarak geçirildiği takdirde, cezanın infaz edilmiş sayılacağı hususlarının kararda gösterilmemesi, 3- 5237 sayılı TCK'nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı gözetilmeksizin, sanığın, anılan haklardan koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinin başında, “5237 sayılı TCK'nın 51/3. maddesi uyarınca” ibaresinin, (7) numaralı bendinin başına, “5237 sayılı TCK'nın 51/6. maddesi uyarınca” ibaresinin ve anılan bentten sonra gelmek üzere hükme, “5237 sayılı TCK'nın 51/7. maddesi uyarınca sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde, ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin ve aynı Kanunun 51/8. maddesi uyarınca da denetim süresi iyi halli olarak geçirildiği takdirde, cezanın infaz edilmiş sayılacağının sanığa ihtarına” cümlesinin eklenmesi; (8) numaralı bendinin, “Sanığın kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetinin kanuni sonucu olarak, TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (d) ve (e) bentlerindeki hakları kullanmaktan aynı Kanun'un 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, sanığın cezası ertelendiğinden, TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca, aynı Kanunun 53/1-c maddesinde belirtilen kişisel hak yoksunluğunun, sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından kanunen uygulanmasına yer olmadığına, TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendindeki hak yoksunlukları açısından ise, Anayasa Mahkemesi'nin 24/11/2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08/10/2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının gözetilmesine” şeklinde düzeltilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.