Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22929 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 26077 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık Hüküm : Sanıklar hakkında; 2863 sayılı Kanunun 67/2, TCK'nın 62/1, 52/2-4, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hüküm, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Çankırı Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nce yapılan istihbari çalışma neticesinde, sanıklardan ...'nun aracında tarihi eser bulundurduğu bilgisinin elde edilmesiyle, Çankırı Cumhuriyet Başsavcılığı'nın verdiği arama kararına binaen, sanık ...'ın ev ve aracında arama yapılmak üzere, sanığın ikametgahına gidildiği, bu esnada sanık ...'ın ikametinden elindeki poşetle çıktığı görülen sanık ...'un kolluk görevlilerince durdurulduğu ve poşetin içerisindekinin sorulduğu, sanık ... tarafından rızayla poşet içerisindekilerin gösterildiği ve poşette bulunan 44 adet kültür varlığına geçici el koyma işleminin yapıldığı; sanık ...'ın evinde yapılan aramada da 77 adet kültür varlığının ele geçirildiği ve geçici el koyma işlemlerinin yapıldığı, Çankırı Sulh Ceza Mahkemesi'nin 21.02.2011 tarih ve 2011/116 değişik iş sayılı arama ve el koyma işlemlerinin onaylanmasına karar verilen eserlerin aldırılan 21.02.2011 tarihli Çankırı Müze Müdürlüğü raporunda ve 26.03.2012 tarihli arkeolog bilirkişi heyetinden alınan raporda, sanıklardan ele geçirilen sikke, yüzük, kolye ucu, kase gibi eserlerin, 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli kültür varlıkları olduğunun tespit edildiği, sanıklar hakkında soruşturmaya başlanarak 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı; her ne kadar sanık ...'nun verdiği ifadelerinde, tarlasını sürerken traktörün pulluğuna bir şey takıldığını, bir gömüyü fark ettiğini, içinden de davaya konu eserlerin çıktığını, Müzeye götürmek istediğini ancak henüz götüremeden kolluk görevlilerince yakalandığını, olay günü evine sanık ...'ın elektrik işinin olması nedeniyle geldiğini, ...'ın elinde bir poşet görmediğini, onda bulunan eserlerden bir bilgisinin olmadığını ve ona bir eser vermediğini beyan etmiş, yine sanık ...'un da verdiği ifadelerinde, kendisinin elektrikçi olduğunu, olaydan bir gün önce işyerine kimliğini bilmediği kişinin poşet bıraktığını, içinden de davaya konu eserlerin çıktığını, Müzeye götürmeye karar verdiğini, evine götürdüğü esnada sanık ...'ın ikametine elektrik işi yapmak için gittiğini, işini bitirip çıktığı esnada kolluk görevlilerince yakalandığını, bu eserleri sanık ...'dan almadığını, ticari amaçla kabul etmediğini, satmak veya başkalarına vermek amacının olmadığını beyan etmiş ise de, ele geçirilen eserlerin sayısı, niteliği ve olayın oluş şekli gözetildiğinde, sanıkların ifadelerinin hayatın normal akışı göz önüne alındığında inandırıcı bulunmadığı, tüm bu nedenlerle sanıkların üzerlerine atılı suçun sabit olduğu anlaşılmakla;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların, üzerlerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığına ve bu nedenle beraatlerine karar verilmesi gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-TCK'nın 53/1-c maddesinde belirtilen velayet, vesayet ve kayyımlığa ait hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca sanık hakkında sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişiler yönünden hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine vekalet ücretine hükmedilirken, sanıklardan eşit şekilde alınmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmeyerek, sadece “sanıktan alınmasına” denilmek suretiyle karışıklığa neden olunması,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, sanıklar hakkında kurulan hükmün TCK'nın 53/1. maddesine ilişkin kısımlarının hükümden çıkartılarak, yerlerine, “sanığın, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının a,b,c,d,e bentlerinde belirtilen haklarından, mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi altsoyu üzerindeki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise , 5237 sayılı TCK'nın 53/3 maddesi uyarınca, aynı Kanunun 53/1-c maddesinde belirtilen kişisel hak yoksunluğunun, sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından koşullu salıverme tarihine kadar uygulanmasına” cümlesinin ve hükmün e. bendinde yer alan “sanıktan” ibaresinin çıkartılması ve yerine “sanıklardan eşit alınarak” ibarelerinin eklenmesi, suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.