Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22918 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6724 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuçlar : Hakaret, şantaj, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirmeHükümler : TCK'nın 125/2. maddesi atfıyla aynı Kanun'un 125/1, 43/1, 62/1, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet TCK'nın 107/2. maddesi atfıyla aynı Kanun'un 107/1, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet TCK'nın 136/1, 62, 50/1-a, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet Hakaret, şantaj ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: A) Hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK'nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2.000 TL'ye kadar (2.000 TL dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3.000 TL’ye kadar (3.000 TL dahil) adli para cezalarının 5320 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla; 06.10.2010 tarihinde verilen 1.860 TL'den ibaret mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE, B) Şantaj suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Oluşa ve kabule göre, sanığın, aralarındaki arkadaşlık ilişkisi sona eren mağdura, kendisiyle yatmadığı takdirde, şeref ve saygınlığına zarar verecek nitelikteki görüntülerini sanal ortamda yayımlayacağı tehdidiyle şantajda bulunduğu olayda, TCK'nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, aynı Kanun'un 3/1. maddesi gereğince işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, temel cezanın asgari hadden tayin edilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi sayılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak, 1- Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanık hakkında bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktarın belirlenmesine karar verilirken, uygulanan kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. maddesine ve adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK'nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi, 2- Sanığa hükmedilen adli para cezası taksitlendirildikten sonra, TCK'nın 52/4 maddesi gereğince, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin kararda belirtilmemesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; (2) numaralı hükmün 4. paragrafının, “Sanığa hükmedilen 10 ay hapis cezasının, TCK'nın 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine, TCK'nın 52/2. maddesi uyarınca, sanığın ekonomik durumu ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurulup, 1 gün karşılığı takdiren 20 TL olarak belirlenerek, sanığın neticeten 300 gün karşılığı 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,” şeklinde değiştirilmesi, (2) numaralı hükmün 6. paragrafındaki, “Taksitlerden birisi süresinde ödenmediği taktirde kalan ayların taksitlerinin tamamının bir defada sanıktan alınmasına,” ibarelerinden sonra, “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine,” ibarelerinin ilave edilmesi suretiyle, eleştiri dışında, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, C) Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince; Dosya kapsamına göre, sanığın, cinsel birliktelik istemini yerine getirmeyen mağdura tepki olarak, mağdura ait cep telefonunun numarasını, facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde yayımladığı olayda, Mağdurun aktif kullanımında olan, herkes tarafından bilinmeyen veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olmayan, ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı cep telefonunun numarasını, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde hukuka aykırı olarak yayan sanığın eyleminin TCK'nın 136/1. maddesinde düzenlenen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturduğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak, 1- TCK'nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, aynı Kanun'un 3/1. maddesi gereğince işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, temel cezanın asgari hadden tayin edilmesi, 2- Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanık hakkında bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktarın belirlenmesine karar verilirken, uygulanan kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. maddesine ve adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK'nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi, 3- Sanığa hükmedilen adli para cezası taksitlendirildikten sonra, TCK'nın 52/4 maddesi gereğince, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin kararda belirtilmemesi, kanuna aykırı, 4- TCK'nın 6/1-g maddesinde, ceza kanunlarının uygulanmasında, basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınların anlaşılacağının belirtilmesi karşısında, hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü gereğince, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.