Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22705 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25746 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : 1- Sanık ... hakkında; 5271 sayılı CMK'nın 223/2-c maddesi uyarınca Beraat 2- Sanık ... hakkında; 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca Beraat 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanıkların, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu Başkanlığı'nın 31/03/1984 tarih ve 234 sayılı kararı ile tescilli Marmara Takım Adaları Doğal ve Kentsel Sit Alanı içerisinde yer alıp, İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 17/11/1993 tarih ve 6239 sayılı kararı ile tescil edilerek rölövesi uygun bulunan, aynı Kurul'un 20/01/1994 tarih ve 6332 sayılı kararı ile de koruma grubu III. grup olarak belirlenen, “natamam havuzu olan bahçeli kargir apartman” vasıflı taşınmazda, (1) ve (2) numaralı bağımsız bölümlerin malikleri oldukları, İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 03/11/1994 tarih ve 7088 sayılı kararı ile onaylı restitüsyon - restorasyon projeleri ve 23/11/1994 tarihli yapı ruhsatı, 24/11/1994 tarihli yıkım belgesine istinaden eski eser yapının tamamen yıkılarak yerine yeni bir bina inşa edildiği, bahse konu bina için düzenlenmiş yapı kullanma izin belgesinin mevcut olmad??ğı, sanıkların da aralarında bulundukları toplam dört kat malikinin, 10/04/2009 tarihli dilekçe ile Adalar Belediyesi'ne başvurarak, izinsiz ilave kat çıktığı iddiasıyla bir diğer kat maliki olan tanık ...'yü ihbar etmeleri üzerine, adı geçen kurum görevlilerince 30/04/2009 tarihinde yerinde inceleme yapıldığı, inceleme sonucunda, mevcut binanın kurul onaylı projelere ve yapı ruhsatına aykırı şekilde inşa edildiği belirlenerek yapı tatil tutanağı düzenlendiği, 30/04/2009 tarihli yapı tatil tutanağına dayanılarak tanık ... hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan dava açıldığı, Adalar Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/10 Esas, 2010/118 Karar sayılı dosyası kapsamında yapılan yargılamanın, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile sonuçlandığı;Bu kez 25/05/2010 tarihli dilekçe ile tanık ...'nün Cumhuriyet Başsavcılığı'na müracaat ederek, sanıklar tarafından bodrum kat çevresindeki sıvalar kaldırılıp yeniden sıva yapıldığı, strafor çakılıp serpme sıva uygulandığı, kömürlüklerde tadilat gerçekleştirildiği, bahçenin ön tarafına fayans döşendiği iddiasıyla ihbarda bulunduğu, (1) numaralı dairenin sahibi olan sanık ...'in aşamalarda verdiği ifadelerde, tapuda eşi adına kayıtlı suça konu dairede 1995 yılının Temmuz ayından beri oturduklarını, binanın inşasından sonra içeride veya dışarıda kendisi tarafından yapılan herhangi bir değişiklik olmadığını, sadece 1999 depremi sonrasında binanın çökmesi nedeniyle zorunlu olarak bahçedeki karoların altına temel izolasyonu ve drenaj yapıldığını beyan ettiği, (2) numaralı dairenin sahibi olan sanık ...'in de, tapuda eşi adına kayıtlı suça konu bağımsız bölümün üçüncü maliki olduklarını, binanın taşıyıcı sistemine müdahale oluşturan herhangi bir tadilat yapmadıklarını, ancak, rutubet nedeniyle dış cephe mantolaması ve sıva tamiri gerçekleştirdiklerini, sözü edilen faaliyeti de binanın korunması için zorunlu olarak yaptıklarını söylediği;Olay yerinde 17/02/2012 tarihinde icra edilen keşif sonrası inşaat mühendisi, mimar ve sanat tarihçi bilirkişilerce ortak düzenlenen raporda; “bodrum kat çevresindeki sıvalar kaldırılarak yeniden sıva yapılması” fiilinin yeni veya yakın zamana ait bir imalat olmadığının, inşaatın yapım tarihi olan 1994 yılından beri mevcut eski bir sıva imalatı olduğunun, ancak (2) numaralı dairenin sağ yan cephesindeki giriş kapısı sol yan duvarında yer alan 4.20 x 2.50 metre ebatlarındaki alana, yaklaşık 2009 yılı içerisinde mantolama yapılarak, üzerine serpme sıva uygulanıp silikonlu boya ile boyandığının; “kömürlüklerde tadilat gerçekleştirilmesi” fiilinin yeni yapılmış bir imalat olamayacağının, proje ve ruhsata aykırı olarak (1) ve (2) numaralı dairelerin içerisinde yapılan tüm uygulamaların, inşaatın yapım tarihi olan 1994 ile 1995 yılları arasında gerçekleştirilmiş olduğunun; “bahçenin ön tarafına fayans döşenmesi” fiili ile ilgili olarak da, deprem ve hava koşullarının etkisiyle kırılmış, deforme olmuş tüm yer karolarının değiştirildiğinin, sözü edilen müdahalenin yaklaşık olarak 2000 yılı ve takip eden birkaç yıllık süre içerisinde yapıldığının, 30/04/2009 tarihli yapı tatil tutanağı ile saptanan aykırılıklar nedeniyle binanın kurul onaylı projesine uygun olarak inşa edilmediğinin, açıklanan proje dışı uygulamalardan dolayı eski eser yapıda zarar oluştuğunun, bahçe ve bina dış duvarındaki izinsiz imalatların inşai ve fiziki müdahale niteliği taşımayıp, “basit tadilat ve tamirat” kapsamında kaldığının belirtildiği anlaşılmakla;1- Sanık ...'ın beraatine ilişkin hükmün incelenmesinde;Sanık tarafından gerçekleştirilen “ön ve arka bahçedeki yer karolarının değiştirilmesi” fiili bakımından suç tarihinin 2000 yılı ve takip eden birkaç yıl olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç 5237 sayılı TCK’nın 7/2 maddesi yollamasıyla lehe neticeler doğuran (mülga) 765 sayılı TCK'nın 102/4 maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Dava zamanaşımını kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, bu süre 104/2 maddesi uyarınca en fazla yarı oranında uzayacağından, suç tarihi olan 2000 yılından itibaren 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2 maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımı inceleme tarihinden önce gerçekleşmiş ve 5271 sayılı CMK'nın 223/9 maddesindeki şartların da oluşmadığı anlaşılmakla, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olup, hükmün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 765 sayılı TCK’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince kamu davasının DÜŞMESİNE, 2- Sanık ...'ın beraatine ilişkin hükmün incelenmesine gelince;Katılan vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın, 2009 yılı içerisinde, tapuda eşi adına kayıtlı olan (2) numaralı dairenin dış cephesinde mantolama yaparak, üzerine serpme sıva uygulayıp silikonlu boya ile boyadığı, savunmasında, sözü edilen eylemi, binanın korunması amacıyla zorunlu olarak yaptığını beyan etmiş ise de, bölgenin ve suça konu taşınmazın niteliğini bilen, apartman yöneticisi olarak, taşınmazdaki (8) numaralı bağımsız bölümde izinsiz yapılan inşai müdahale nedeniyle 10/04/2009 tarihinde Adalar Belediyesi'ne ihbarda bulunan sanığın, aynı yıl içinde başka bir izinsiz müdahaleyi bizzat gerçekleştirmiş olduğu, dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporunda, sanık tarafından yapılan imalatın zorunlu ve acil bir müdahale olduğuna dair saptamada bulunulmadığı, bu bakımdan sanığın suç kastının olmadığından söz edilemeyeceği, diğer yandan, her ne kadar suça konu taşınmaz ile ilgili olarak “III. grup korunması gerekli kültür varlığı” kararı mevcut ise de, tescil ve proje onayları ile başlayıp yapı ruhsatı düzenlenmesiyle devam eden süreçte yıkılarak yeniden yapılan binanın, onaylı projelere ve yapı ruhsatına aykırı olması karşısında, özgün halini muhafaza eden ya da kurul tarafından alınan kararlara ve belediyece düzenlenen belgelere birebir uygun şekilde yenilenmiş bir kültür varlığı bulunmadığından, eylemin “kültür varlığına kasten zarar verme” olarak nitelendirilemeyeceği, bilirkişi raporundaki tespit doğrultusunda sanığın “izinsiz tadilat ve tamirat yapma” suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, hatalı değerlendirme ile beraate dair hüküm tesisi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince, beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.