Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2230 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11009 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık Hüküm : 1- Sanıklar ... ve Hacı İbrahim Çadırci hakkında; 2863 sayılı Kanunun 74. maddesinin 1. ve 2. cümlesi; TCK'nın 62/1. maddesi; CMK'nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması, 2- Sanık ... hakkında; 2863 sayılı Kanunun 74. maddesinin 1. ve 2. cümlesi; TCK'nın 62/1, 53/1, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıklar ... ve Hacı İbrahim Çadırci hakkında tesis edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar ile sanık ...'ın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ... ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5271 sayılı CMK'nın 231/12. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi bulunduğu, aynı Kanunun 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda mercide yanılmanın başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağı nazara alınarak, katılan vekilinin sanıklar Hacı İbrahim Çadırci ve ...'e yönelik temyiz isteminin, itiraz mahiyetinde değerlendirilmesi suretiyle CMK'nın 264/2. maddesi uyarınca gereği merciince yapılmak üzere dosyanın adı geçen sanıklar yönünden incelenmeksizin mahkemesine iadesinin temini için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,Sanık ...'ın mahkumiyetine ilişkin hükmün incelenmesine gelince;Sanığın, haklarında aynı suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen diğer sanıklar ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, kültür varlıkları bulmak amacıyla, 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamı dışında kalan Kaşlıca Köyü Su Mağarası mevkinde, mağara içerisinde çukur açarak içine yanlarında getirdikleri patlayıcı maddeyi yerleştirdikleri ancak patlayıcı düzeneği harekete geçiremeden yakalandıkları, her ne kadar sanık ve temyize gelmeyen sanıklar, kolluktaki beyanlarında mağara içerisinde mevcut çukurun kendilerince açılmadığını ancak daha önceden başkaları tarafından açılan çukura patlayıcı maddeyi kendilerinin yerleştirdiklerini, daha sonra patlatmaktan vazgeçtiklerini beyan etmiş iseler de, tanık köy korucusu Fikret Korkmaz'ın kolluk beyanında, diğer korucu Nevzat Korkmaz'ın kendisini telefon ile arayarak üç kişinin Sulu Mağara Mevkiine doğru gittiklerini, ellerinde bir poşet olduğunu söylemesi üzerine, yanına nöbetçi korucu Resul Ertaş'ı da alarak mağaraya gittiklerini, mağaraya yaklaştıklarında içeriden çatırtı sesleri ve konuşmalar duyduklarını, hemen kolluğa haber verdiklerini, jandarmanın söz konusu mevkiye geldiği yönündeki beyanları karşısında, diğer köy korucuları Nevzat Korkmaz ve Resul Ertaş'ın tanık olarak dinlenilmelerinin dosyaya bir katkı sağlamayacağı anlaşıldığından bu hususta bozma öneren düşünceye iştirak edilmememiştir. Sanığın ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, çukurun boyutlarına yönelik herhangi bir tespitin yapılmamış olduğu, bu itibarla çukurun 40 cm derinliği aştığına dair delil de bulunmadığı dikkate alındığında, eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması,2- Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan kurum lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, duruşmalara katılmadığı gerekçesiyle yalnızca dilekçe yazım ücretine dair hüküm tesisi, 3- Suçta kullanılan emanete kayıtlı eşyaların akibeti ile ilgili herhangi bir karar verilmemesi, Kabule göre de; 1-5237 sayılı TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet,vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmasına karar verilirken hak yoksunluğu süresinin koşullu salıverme tarihine kadar olması gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58/6 maddesinin uygulanmasına karar verilirken, hükmolunan 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası yerine tekerrüre esas alınan ilamdaki 10 ay hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 31.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.