Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22143 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 29507 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle yaralama, suç üstlenmeHüküm : Sanık ... hakkında; TCK'nın 89/4, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet sanık ... hakkında; TCK'nın 270/1, 53/1 maddeleri gereğince mahkumiyet katılan vekiliTaksirle yaralama ve suç üstlenme suçlarından sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanık ... müdafii, sanık ... ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:1-Sanık ... hakkında suç üstlenme suçundan kurulan hükme yönelik katılanın temyizinin incelenmesinde;Sanığa yüklenen suç üstlenme suçu, Adliyeye karşı işlenen suç olduğundan ve katılanın bu suçtan açılan davaya katılması mümkün bulunmadığından usulsüz verilen katılma kararı hukuki değerden yoksun olup hükmü temyiz hak ve yetkisi vermeyeceğinden katılan vekilinin temyiz itirazlarının 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak REDDİNE,2- Sanık ... hakkındaki hükme yönelik temyize gelince:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, lehe hükümlerin uygulanmadığına, eksik incelemeye, kusura, katılan vekilinin ise yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "sanığın güttüğü amaç ve saik" gerekçelerine dayanılmayacağının gözetilmemesi,İsabetsiz olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükmün 1.fıkrasındaki "sanığın güttüğü amaç ve saik" ibaresinin çıkarılması, hükmün 9. fıkrasındaki TCK'nın 53/1. maddesine ilişkin kısmın hükümden çıkartılarak "sanığın, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının a,b,c,d,e bentlerinde belirtilen haklarından, mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi altsoyu üzerindeki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise 1-c bendindeki haklardan koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün, DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 3- Sanık ... hakkında suç üstlenme suçundan kurulan hükmün incelenmesindeYapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak ;5237 sayılı TCK'nın 50. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken; sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlık ve suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılması gerektiği; dosya içeriğine göre, sabıkası bulunmayan, dosyaya olumsuz bir davranışı yansımayan sanık hakkında "sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa, suçun işlenmesindeki özelliklere göre" şeklinde soyut ve dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeye dayanılarak hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine yer olmadığına karar verilmesi,Kabule göre de 5237 sayılı TCK'nın 53/1-c maddesinde belirtilen velayet, vesayet ve kayyımlığa ait hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, sadece kendi alt soyu açısından koşullu salıverme süresine kadar uygulanabileceği, alt soy haricindeki kişiler yönünden ise, yoksunluğun, hapis cezasının infazına kadar devam edeceğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 06.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.