Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21638 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1286 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuçlar : Hakaret, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, şantaj, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme Hükümler : Hakaret suçundan: TCK'nın 125/1, 62, 52, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan: TCK'nın 133/1, 62, 50, 52, 52/4. Maddeleri gereğince mahkumiyet Şantaj suçundan: TCK'nın 107/2. maddesi atfıyla aynı Kanun'un 107/1, 62, 50, 52, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan: TCK'nın 136/1, 62, 50, 52, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet Hakaret, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, şantaj ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: A) Hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK'nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL'ye kadar (2000 TL dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL dahil) adli para cezalarının 5320 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla; 24.01.2013 tarihinde doğrudan hükmedilen 1500 TL'den ibaret mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE, B) Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, şantaj ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine, hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmamasına ilişkin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak, 1- Dosyada mevcut polis memurlarınca düzenlenen 19.10.2011 tarihli üç sayfalık tespit tutanağına ve aynı tarihli kaydedilen seslerin kime ait olduğunun tespitine ilişkin katılanın da imzasını taşıyan tutanak başlıklı belge içeriğine göre, sanıkla katılan arasında geçen görüşmenin telefon vasıtasıyla gerçekleştiği, sanığın, katılanı kışkırtıp, katılanın cinsel mahremiyetine ilişkin konularda katılana sorular sorması üzerine, katılanın, geçmişte hangi erkeklerle birlikte olduğuna, sanıkla öpüşüp, anal yoldan ilişkiye girdiğine, çıplak fotoğraflarının sanık tarafından bilgisi dahilinde çekildiğine dair açıklamalarda bulunduğu ve ses kaydının gizlice yapıldığı anlaşılmakla, Sanıkla katılan arasındaki görüşmenin yüz yüze gerçekleşmemesi karşısında, sanığın üzerine atılı TCK'nın 133/1. maddesindeki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun yasal unsurlarının somut olayda gerçekleşmediği, sanığın, tarafı olduğu haberleşme içeriğini kaydetmesi eyleminin, TCK'nın 132/1-2. maddesinde suç olarak tanımlanmamasından dolayı sanığın eyleminin TCK'nın 134/1-2. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, yasal olmayan yazılı gerekçelere dayalı olarak, sanık hakkında kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan mahkumiyet kararı verilmesi, 2- Sanığın, kendisinden ayrılmak istediğini ifade eden katılana, çıplak fotoğraflarını internete ve akrabalarına vereceğini söylemesi şeklinde iddianamede tarif edilen ve mahkemece de bu şekilde sübutu kabul edilen olayda, Sanığın, anılan sözleri, kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla söylediğine dair bir iddia ileri sürülmemesi ve bu yönde bir delil de bulunmaması karşısında, TCK'nın 107/2. maddesinde tanımlanan şantaj suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, eylemin bu haliyle genel kast ile işlenebilen ve TCK'nın 106/1-2. maddesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle, sanık hakkında yazılı şekilde şantaj suçundan mahkumiyet kararı verilmesi, 3- TCK'nın 6/1-g maddesinde, ceza kanunlarının uygulanmasında, basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınların anlaşılacağının belirtilmesi karşısında, katılanın adı ve soyadını taşıyan sahte facebook hesabı açarak, katılanın günlük kıyafetleriyle ve poz vermiş şekilde çektirdiği kişisel veri niteliğindeki fotoğraflarını, bu hesap üzerinden, belirsiz sayıda kişinin görgüsüne sunan sanık hakkında, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan açılan davayla ilgili olarak, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü gereğince, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 4- Sanığın kendi rızasıyla teslim ettiği adli emanetin 2011/1836 sırasında kayıtlı eşya hakkında bir karar verilmemesi, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi gereğince ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 03.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.