Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiSuç : Taksirle yaralamaHüküm : TCK'nın 89/1, 22/3, 89/2-b, 62/1, 53/6, 51/1-3-6-7. maddeleri gereğince mahkumiyet Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, kusura, kazanın araç ve yol kusurundan kaynaklandığına, alkol ölçümünün usulüne uygun yapılmadığına, eksik inceleme ile karar verildiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Oluşa ve dosya kapsamına göre; olaydan sonra yapılan alkol muayenesinde 1.29 promil alkollü olduğu belirlenen sanığın, şerit izleme ve doğrultu değiştirme kurallarına uymayarak sevk ve idaresindeki aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek kendi gidiş yönüne göre yolun soluna geçerek aracın yoldan çıkmasına ve devrilmesi neticesinde geçici hekim raporuna göre, mağdur ...'in basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek, hayati tehlike geçirecek ve vücudunda birden fazla kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanmasına neden olduğu olayda, sanığın belirlenen eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 22/3 ve 89/1, 89/2-b-e maddelerinde öngörülen bilinçli taksirle yaralama suçunu oluşturduğu ve TCK'nın 89/5. maddesine göre, bilinçli taksirle yaralama suçunun soruşturulmasının ve kovu??turulmasının aynı Kanun'un 89/1. maddesindeki yaralanma hali hariç olmak üzere, şikayete tabi olmadığı; ancak bu suçun şikayete tabi olsun veya olmasın bütün hallerinin CMK'nın 253/1. maddesi gereğince uzlaşmaya tabi olduğu, buna karşın uzlaşma kapsamında kalan suçla ilgili olarak soruşturma aşamasında CMK’nın 253. maddesi gereğince sanıkla mağdur arasında uzlaştırma işlemleri gerçekleştirilmeden dava açıldığı, kovuşturma aşamasında da aynı Kanun'un 254. maddesi uyarınca uzlaştırma işleminin yapılmadığı anlaşılmış ise de; Dairemizin 08.04.2013 tarih, 2012/17671 esas, 2013/8960 karar sayılı bozma ilamından sonra, 28/06/2013 ve 15/10/2010 tarihlerinde mağdurun sanıktan şikayetçi olmadığını, davaya katılmak istemediğini ve olay nedeniyle maddi ve manevi zararının olmadığını beyan etmiş olması karşısında, mağdurun sanıkla uzlaşma isteğinin bulunduğu ve sanık lehine uzlaşmanın gerçekleştiği anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK'nın 254. maddesi gereğince uzlaşma nedeniyle davanın düşmesine karar verilmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, isabetsiz olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; sanık hakkında açılan kamu davasının, uzlaşma nedeniyle 5271 sayılı CMK'nın 254 ve 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE, 03.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.