Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 21607 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4816 - Esas Yıl 2014
Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminatHüküm : Davanın reddiDavacıların tazminat taleplerinin reddine ilişkin hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Gerekçeli karar başlığında, hüküm duruşmasında hazır bulunan Cumhuriyet savcısı ...'in isim ve sicil bilgilerine yer verilmemiş olması; mahallinde tamamlanması mümkün yazım eksikliği olarak kabul edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 118/1. maddesinde ''Dava, dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılır. Dava dilekçesine davalı sayısı kadar örnek eklenir. Aynı maddenin 2. fıkrasında ''Dava dilekçesinin kaydına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte belirlenir.'' denilerek 03/04/2012 tarihli 28253 sayılı resmi gazetede yayımlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğine atıfta bulunulduğu, ilgili yönetmeliği 2. maddesinin birinci fıkrasında ''Bu Yönetmelik, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun uygulama alanını, adli yargı ilk derece hukuk mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinde tutulacak kayıtlar ile yazı işleri hizmetlerinin yürütülmesi ve bu işlemlerde Ulusal Yargı Ağı Sisteminde kullanılmasına dair usul ve esasları kapsar.'' denildiği ve aynı yönetmeliğin beşinci maddesinin birinci fıkrasında ''Mahkemeler ve hukuk dairelerinin iş süreçlerindeki her türlü veri, bilgi ve belge akışı ile dokümantasyon işlemleri, bu işlemlere ilişkin her türlü kayıt, dosyalama, saklama ve arşivleme işlemleri ile uyum ve işbirliği sağlanmış dış birimlerle yapılacak her türlü işlemler UYAP ortamında gerçekleştirilir.'' hükmüne yer verildiğinin anlaşılması karşısında, davacılar vekilince her ne kadar 20/12/2011 tarihinde tazminat talebine ilişkin dava dilekçelerine hakim (sicil 120708) havalesi alınmış ise de, görevli ve yetkili mahkemeye müracaatla kanun ve yönetmelikte belirtilen usulde dava dilekçelerinin kaydını sağlamadığı ve sözkonusu dilekçeleri dosya içerisinde bulunan 15/05/2013 tarihli tutanak içeriklerine göre, aynı tarihte mahkemeye sunmuş olduğunun anlaşılması karşısında;Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; davacıların tazminat taleplerinin dayanağı olan Şanlıurfa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/09/2011 tarih, 2011/164 esas, 2011/152 karar sayılı beraat hükmünün, 11/11/2011 tarihinde kesinleştiği, davanın ise, 15/05/2013 tarihinde, yasal bir yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçeleri gösterilerek davanın 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 142/1. maddesi gereğince süre yönünden reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı yön bulunmadığından, davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Davacıların aynı vekil ile ayrı ayrı açtıkları davaların birleştirilmiş olması karşısında, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı hazine lehine, her davacı aleyhine olmak üzere ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hazine yararına tek vekalet ücreti takdir edilmesi,İsabetsiz olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince, BOZULMASINA; ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının üçüncü bendinde yer alan ''davacıdan'' ibaresi çıkartılarak yerine ''davacılardan ayrı ayrı alınarak'' ibaresi yazılmak suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.